Fikir Babası Nedir ve Nerelerde Bulunur?

Murat Tepeler 626 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Yazarlığın, her nevi mucitliğin, mühendisliğin ve bilumum bilimsel teorilerin arkasında her zaman bir fikir babası ya da annesi vardır.

Temelde fikir babaları, icadı yapmak yerine onu ilk düşünen kişilerdir. Fikir babası olan insanlar, çağlar boyunca bu özellikleri sayesinde pek çok icadın hayata geçmesini ve insan oğlunun şu an bulunduğu noktaya gelmesini sağlamışlardır. Tabi niceleri, ne gibi bir etki bıraktıklarını göremeden göçüp gitmiştir.

Mesela ilk tekerleği bulan kişi acaba bu fikre nasıl varmıştı? Belki düşünerek belki de tesadüfen bulmuş olabilir tabi. Ama sonuçta bu basit fikir; binlerce yıl boyunca medeniyetleri sırtında taşımıştır.

Geçen ay Elon Musk ve ekibi yine bir ilki gerçekleştirerek tam 120 metre uzunluğunda ve 5 ton ağırlığındaki Star Ship roketini inanılmaz bir cesaretle ile fırlatmayı başardılar. Her ne kadar havada kalma süresi 3 dakika gibi kısa bir süre olsa da bu yeni bir çağın başlangıcıydı. Eminim Elon Musk da günümüzün en önde gelen fikir babalarından birisi olarak tarihe geçecektir.

O roketin yer çekimi ile olan mücadelesini seyrederken inanın aklımda bilim kurgu filmlerinde sıklıkla gördüğümüz şehir büyüklüğündeki dev yıldız gemilerinin yer yüzünden kalkışı canlandı. Görünen o ki bu görüntüye çok kısa bir zaman içinde sadece aklımızda canlandırmakla kalmayıp bizzat tanıklık da edeceğiz.

Tabi yeryüzünden tonlarca ağırlıkta bir roketi göndermek oldukça zor ve bir o kadarda maliyeti olan bir iş. Bunu gördüğümde daha öncede düşündüğüm, neden bu tür yıldız gemilerini o filmlerde gördüğümüz ya da kitaplarda okuduğumuz üzere doğrudan uzay üst sınırında inşa etmiyoruz? Sorusu aklıma geldi.

Elbette ki bu konu, günümüz bilim insanları tarafından sürekli düşünülen ve uygulama yolları aranan bir fikir. Son dönemde sadece uzay gemisi inşası değil pek çok özel şirketin yatırım yapması sonucu uzay turizminde de önemli gelişmeler kaydedilmeye başlanmıştı.

İşte tüm bu gelişmeler uzaya çıkışın, özellikle yeryüzünden ilk ayrılma maliyetini düşürme konusunda önemli çalışmaların başlamasına da vesile oldu.

Pek çoğunuzun adını ilk defa duyacağından emin olduğum Rus Mühendis Yuri Arstsutanov, Dünyadan uzaya çıkmak üzere roket kullanmak yerine neden bir asansör yapmayalım ki diye düşünen ilk kişidir. Ben bu fikri ilk kez üstat Asimov’un Vakıf serisinde okumuştum. Bilenler bilir o seride başkentte dev bir asansör sayesinde insanlar atmosfer üstüne çıkarak yıldız gemilerine binebiliyorlardı. Daha sonra o asansör bir sabotaj ile yıkılmış ve büyük bir yıkıma sebep olmuştur.

Ayrıca bu fikir Arthur Clark tarafından da The Fountains of Paradise “Cennet Pınarları” ve “2061, Odysee 3” romanlarında yer almıştı.

Şimdi tüm bu bilgileri beynimde süzerken benimde zihnimde küçük bir fikir meydana geldi. 🙂

Ülkemde ki uzay çalışmalarını yürüten resmi ya da özel sektörden olsun tüm değerli insanlar için küçük bir önerim var.

Muhtemeldir ki çok kısa bir zaman içinde bizimde kendimize ait bir fırlatma rampamız olacak. Bunun sinyalleri gelmeye başladı. Diyorum ki bu bilinen teknolojinin yanı sıra yukarıda değindiğim Uzay Asansörü gibi olağan dışı projelere öncelik vererek bu konuda bizde bir öncü devlet mi olsak acaba?

Hatta bu konuda Japon bir şirket çalışmalara başladı bile. Şimdiden 2050 yılında 36000 km yukarıya karbon nano tüpler kullanarak bu asansörü yapmanın yollarını arıyorlar.

Ben inanıyorum ki ülkemizdeki genç insanlar imkân verilmesi ya da en azından önlerine TAKOZ konulmaması durumunda bu ve bunun gibi pek çok imkânsız projeyi hayata geçirebilecek güce ve zekâ ya zaten sahiptir.

Fikir babası ne demek artık biliyorsunuz. Peki onlar nerede mi bulunurlar?

Çok uzağa değil çevrenize bakın. Onları göreceksiniz.

Saygılarımla efendim.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version