21. yüzyılda sözde medeniyet (kime medeniyet?), insan hakları, yaşama hakları, kadın hakları, çocuk hakları, hayvan hakları gibi hakların en üst seviyede ifade edildiği bu yüzyılda, bu hakları savunan devletler, Filistin’de yaşanan bu soykırıma ses çıkarmamaları bir yana, bu soykırıma destek olmak için her türlü imkanlarıyla yardıma koşmaları; medeniyet kavramlarının ve ifade ettikleri hakların sadece kendileri için geçerli olduğunu gözler önüne seriyor.
21. yüzyılda Filistin’de yaşanan bu soykırım, insanlık adına ne varsa alıp götürdü. İnsanlıktan kimsenin bahsetmeye hakkının kalmadığını gösterdi.
7 Ekim 2023 tarihinden beri Siyonist İsrail, Gazze başta olmak üzere Filistin Devleti’nin birçok şehrinde Müslümanlar başta olmak üzere Filistin’de yaşayan insanları katletmeye, yok etmeye, soykırım uygulamaya devam ediyor.
Siyonist İsrail’in yaptığı bu soykırımın, vahşetin ve caniliğin tüm aşamalarını başarı ile uygulamaya, bölgede Yahudi ırkına mensup olmayan hiçbir varlık/canlı bırakmamaya teknolojinin tüm imkanlarını kullanarak devam ediyor.
Dünya toplumu, sadece bu vahşetin ve soykırımın medyaya yansıdığı kadarıyla haberdar oluyor; bu bile dünyadaki vicdanını kaybetmemiş insanların yüreğinin parçalanmasına sebep oluyor. Bu medyaya yansıyanlar, buz dağının görünen binde biri bile diyemeyeceğimiz durumda…
Bugün sözde uluslararası kurumların, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere Avrupa devletleri ve onların destekledikleri tüm kurumları bu soykırıma ortak olmaktan başka bir şey yapmıyor…
İsrail’in bu vahşetine, ABD başta olmak üzere ve tüm Avrupa devletleri ile onlarla hareket eden devletlerin ses çıkarmamaları; kapitalizm penceresinden bakıldığında, bir nebze de olsa bizlere farklı bir pencereden bakmaya sebep olsa da…
Sözde İslam devletleri olarak kendini ifade eden ülkelerin bu soykırıma müdahale yapmamaları da akıl karı değil… “Tüm Müslümanlar bir bedenin azaları gibidir” şiarı nerede? Bu bilince, bu inanca ne oldu diye sorgulamak, ifade etmek hakkımız değil mi? Bir yıllık süre zarfında Müslüman olarak kendini ifade edenlerin Müslümanlıklarını sorgulaması gerekmez mi? Hangi Müslüman lider bu vebalin altından kalkabilir? Yaratan’a nasıl hesap verebilir? Dünyadaki saltanatına zarar gelmesin diye susması ve gereken müdahaleyi yapmamasının hesabını verebilecek mi?
Dünya üzerinde yaklaşık 2 milyar Müslüman olarak kendini ifade eden insanın yaşadığı kabul ediliyor. Bu iki milyar Müslüman, Filistin’de 2 milyon insanın soykırıma uğramasını göz göre göre izliyor. İki milyar Müslüman, iki milyona sahip çıkamazken; iki milyon Filistin’deki Gazzeli müminler Allah’a verdikleri sözü yerine getirerek “Allah şüphesiz, Allah yolunda savaşıp, öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını, Tevrat, İncil ve Kur’an’da söz verilmiş bir hak olarak, cennete karşılık satın almıştır. Verdiği sözü Allah’tan daha çok tutan kim vardır? Öyleyse, yaptığınız alışverişe sevinin; bu büyük başarıdır.” (Tevbe Suresi: 111. Ayet) şehadeti göze alarak İslam’ın şerefini, sancağını yere düşürmeyip şahadete vardılar.
Önceki Filistin ve Gazze ile ilgili yazılarımda bu konulara ayrıntısıyla www.hayrendis.com‘da değinmiştim.
Bu bir yıllık zaman diliminde Filistin ve Gazze’de Yahudilerin yaptığı zulüm ve soykırımı ifade etmeye çalışalım:
- Gazze şehrindeki yerleşim yerlerinin %90’ından fazlası yok oldu.
- Siyonist İsrail’in saldırıları sonucu, çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan 50 binden fazla insan hayatını kaybetti; 100 binden fazla insan ise yaralanarak sakat kaldı.
- Hastaneler doğrudan hedef alınarak yok edildi. Yaralanan insanları taşıyan ambulanslar da hedef alınıp vuruldu. Farklı branşlarda görev yapan 150’den fazla doktor hayatını kaybetti. Vurulamayanlar ise hastaneye yetiştirilemeyerek hastaların ölmesine neden olundu.
- İnsanların bomba saldırılarından korunmak için yerleştikleri çadırlar, vurulup yakılarak ortadan kaldırıldı.
- Saldırılarda, uluslararası yayın yapan medya kuruluşları ve gazeteciler haber yapmaları engellenmek istenerek hedef alındı; yaklaşık 200 gazeteci öldürüldü. Basının sesi kesilerek dünya kamuoyunun bu soykırımdan habersiz kalması amaçlandı.
- Filistin’in şehirlerinden Gazze başta olmak üzere, yardım yapan sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini durdurmak için yaklaşık 200 gönüllü hedef alınıp öldürüldü.
- Bombardımanlar sonucu hayatını kaybetmeyen Gazzelilerin hayatta kalabilmesi için temel gıda maddeleri, tıbbi malzemeler ve diğer ürünleri taşıyan yardım konvoylarının yolları kesildi; gönderilen yardımlar Siyonist İsrail tarafından yakılıp imha edilerek yok edildi.
- Gazze’de ölümden kurtulanların vücutlarında tahribatlara yol açan ve gelecek nesillerin sakat doğmasına neden olabilecek kimyasal silahlar kullanıldı.
- Filistin şehirlerinde Gazze başta olmak tarihi mekanlar, kültürel miraslar, izlerinin silinmesi için hemen hemen hepsini bombardımanlarla yok edilmeye çalışıldı.
- Öyle ki, hayatlarını yıllar önce kaybetmiş insanların mezarlarını iş makineleriyle alt üst edip ortadan kaldırmaya çalıştılar. Burada bir parantez açmak isterim: Gelecek nesillerin bir toprağın kime ait olduğunu doğru bir şekilde ifade edebilmeleri için, o zaman diliminde toprağın üzerinde yaşayanlardan çok, toprağın altında yatan insanların kimliklerinin ne kadar önemli olduğu ve bunun tarihsel bir şahit olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır. Yahudi Siyonist İsrail bunu iyi bildiğinden, toprak üzerinde yaşayan insanlara karşı soykırım yaparken, toprağın altında yatanlara karşı da mezarlarını ortadan kaldırarak o topraklara sahip olma girişimlerine devam etmektedir.
- Gazze’de yaşayan ve nefes alan tüm canlıların, yani hayvanların, yok edilmesine an itibarıyla devam edilmektedir.
21. yüzyılda Siyonist İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği bu soykırım neticesinde, dünyadaki gelişmelere de göz atarak yazımızı bitirelim.
- Dünyadaki vicdan sahibi insanların, vicdanlarının sesine kulak vererek dünya milletlerinin kendi devletlerini de karşılarına alarak Filistin’deki bu soykırıma karşı sokaklara dökülmesi ve eylemler düzenlemesi, devlet liderleri üzerinde baskı oluşturdu.
- Bugüne kadar Filistin hakkında insanlara yanlış öğretilen bilgilerin doğrularını öğrenmelerine neden oldu.
- Filistin’deki müminlerin imanları ve inançları, dünyada birçok kişinin Müslüman olmasına vesile oldu.
- Siyonist Yahudilerin Holokost Endüstrisi iflas etti. Dünya toplumları, ellerinde bulundurdukları medya gücünü kullanarak, kendilerine yapılan sözde soykırımın yalan olduğunu yalan yanlış bilgilerle dünyaya yaydılar; bu durum, dünya milletleri tarafından da görülmüş oldu.
- Dünya milletleri, Filistin topraklarının orada yaşayan halkın olduğunu ve Siyonist İsrail’in işgalci ve soykırımcı bir toplum olduğunu görmeye başladı.
- Siyonist İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği bu soykırım, sadece Müslümanlar nezdinde değil, tüm dünya milletleri arasında antisemitizmin (anti-Semitizm) oluşmasına neden oldu.
Yazımı ÖZGÜR FİLİSTİN, ÖZGÜR KUDÜS ile bitirmek istiyorum.
Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle…