Filistin’e Borcumuz

Neşe Kayan 511 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Hafta sonu Eğitim ve Gelişim Derneği Bursa Temsilciliği ve Yıldırım Belediyesi’nin düzenlediği Muallim Mektebi Kitap Tahlili programına arkadaşlar ile birlikte katıldık. Sabah, değerli büyüğüm Sami hocam ve eşi beni Şehreküstü’den araçlarıyla almaya geldiler. Hoşbeşten sonra hocam: “Bir kişi daha gelecek, Tahir hocanın tanıdığıymış, onu da bekleyelim” dedi. Kısa süre sonra beklediğimiz kişi geldi ön tarafa geçti. Gençten, şık giyinmiş bir delikanlıydı. Kendisine sebebini alamadığım bir şekilde kanım kaynadı. Güler yüzüyle bize dönerek selâm verdi, biz de selâmını aldık. Onlar Sami hocam ile sohbet ederken biz de Suna teyze ile sohbet ederek yola çıktık. Program, Yıldırım’da Kaplıkaya Cazibe Merkezi’nde olacaktı. 15-20 dakika süren yolculuk sonrası, Uludağ’ın eteklerinde mis gibi havasıyla Kaplıkaya bizi karşıladı. Sabah güneşinin huzmeleri ve çam ağaçlarının, bahar çiçeklerinin rayihaları arasında salona doğru ilerliyoruz. Sami hocam bize dönerek: “Kardeşimiz Filistinli, adı Muhammed” dedi. Şimdi anlaşılmıştı neden kardeşime yakın hissettiğim! Meğer kalbimizin olduğu diyarlardanmış kendisi. Hemen tanıştık. Uludağ Üniversitesi’nde Özel Eğitim Öğretmenliği okuyormuş. İki yıldır okul nedeniyle Bursa’da yaşıyormuş.

Salona vardık, Program sorumluları Tahir ve Ümit hocalarımız bizi karşıladılar. Onlarla hoşbeş ettikten sonra biz Suna teyze ile “Hanımefendi” yazan masaya geçtik, Sami hocam ve Muhammed de “Beyefendi” yazan masaya geçtiler. Masadaki öğretmen arkadaşlar ile tanıştık, bazıları tanıdık çıktı, onlarla sohbet ettik. Benim bir yandan gözüm Muhammed’deydi. Boynunda Filistin kefiyesi, yakasında Türk ve Filistin bayraklı rozeti, elinde telefonuyla sürekli fotoğraf çekiyor, hocalara bir şeyler soruyordu. Araştırmayı seven ve meraklı bir gençti.

O esnada salona, “Söz Ahlakı” kitabının yazarı, önceki dönem Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Prof. Dr. Ayşen Gürcan Hanımefendi giriş yaptı. Hepimizle selâmlaştı. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürleri ile birlikte yerlerine geçtiler. Hep beraber kahvaltımızı yapıp, sohbet etmeye devam ettik. Filistinli Muhammed kahvaltısını çabucak yaparak kalktı ve fotoğraf çekmeye devam etti. Sırasıyla başkanlarımız, müdürlerimiz konuşmalarını yaptılar. Son olarak konuğumuz Ayşen Gürcan hocamız sahneye geçti. Engin bilgi ve tecrübeleri ile bize kitabının tahlilini yaptı. Soru cevap kısmından sonra kitabını imzaladı. Bu esnada kendisiyle tanışma ve konuşma fırsatımız da oldu.

Fotoğraf çekmeye devam eden Muhammed’in yanına gittim: “Kardeşim, birlikte de fotoğraf çekinelim olur mu?” dedim. Gayet nazik ve saygılı bir şekilde: “Tabii ki hocam, lütfen!” dedi. Türkçesi oldukça iyiydi. İmza ve fotoğraf faslının ardından aşağı inerek bakanımızı uğurladık. Ardından, Sami hocam, Suna teyze, program sorumluları Ümit ve Tahir hocalarımız ve Muhammed ile masaya geçerek kahve içemeye karar verdik. Ben kasaya giderek 6 tane kahve ısmarladım, yanıma Muhammed geldi. “Hocam ben Türk kahvesi içemiyorum, sütlü kahve söyleyeyim” dedi. “Tabii ki kardeşim benim ne istersen onu söyle yalnız ödemeyi ben yapacağım!” dedim. “Hocam hiç olur mu, ben kahvemi öderim” dedi, benim o esnada birden gözlerim doldu, yüreğim hüzünlendi: “Kardeşim, zaten size borcumuz çok, bırak bari bir nebze de olsa ödemiş olayım!” dedim. “Ne borcu hocam ya” demesin mi! Ben iyice duygulandım. “Ne demek ne borcu, bak beni şimdi ağlatacaksın ama!” diyerek hemen pos makinesine kartımı okuttum. Mahcup bir şekilde başını öne eğdi. Bu nasıl bir iman, nasıl bir ahlâktı böyle!

“Sen kahveleri getirirsin değil mi, ben masaya geçiyorum” dedim. “Tabii ki hocam, lütfen siz geçin” dedi.

Masada hocalarımız ile program üzerine konuştuk. Daha sonra Muhammed ile sohbete devam ettik. Gazze olaylarının, biz Müslümanların uyanması için olduğu konusunda hemfikirdik hepimiz. Birbirimizin telefon numaralarını ve Instagram hesaplarını aldık. Baktım ki ortak arkadaşımız var. Yurtta müdür yardımcılığı yaptığım zamandan öğrencim Filistinli Nour ile tanışıyorlarmış. Ondan da bahsetmiş olduk.

Tekrar görüşmek üzere vedalaştık, helâlleştik ve ayrıldık. Duygu yüklü bir şekilde Şehreküstü’ndeki Filistin eylemine katıldım. Dolu dolu geçen bir günün ardından oradan da ulvi duygular ile ayrıldım…

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Neşe Kayan
Bağlantılar:
Öğretmen / Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version