Bazı acılar vardır ne kadar uğraşsak da onu yaşayanlarla empati kuramayız. Savaşın sebep olduğu yıkımlar bunlardan biridir mesela, vatanına hasret yaşamak, memleket özlemi, aileden ayrı kalmanın zorlukları gibi… Bir savaş durumunun bireylerde meydana getirdiği duygu durumlarını anlamamız oldukça zordur. Ne kadar yardım etmek istesek de ne kadar dua etsek de azdır. Yaşananların telafisi maalesef imkânsızdır.
Filistinli bir genç yazar düşünün, İstanbul’un hepimizi yutan o metropol yalnızlığıyla savaşıyor. Bunlarla entelektüel okumalar yaparak müzik dinleyerek kitap okuyarak başa çıkmaya çalışırken bir de aile hasreti ekleniyor sıkıntılarına ve sonra ailesinden haber alamamanın neden olduğu başladığı depresyon… Bu genç, mektuplar yazıyor, belki bilinmeyen bir sevgiliye, belki kavuşmayı hayal ettiği ve özlediği herkese, belki de bu hayatta ona en yakın olan kişiye, annesine…
Yazdıkça iyileşiyor, kelimelerin sonsuzluğunda şifa buluyor, ortaya çıkan eser her ne kadar kederli olsa da yazarını içinde bulunduğu karanlıktan bir parça da olsa uzaklaştırdığını umalım.
Filistinli yazar Khaled Alostath’ın “Keder Benim İkinci Dilimdir.” adlı eserinden bahsediyorum sayın okurlar. Eserin tamamı mektuplardan oluşuyor. Türk Edebiyatında tamamı mektuplardan oluşan eserlere örnek vermek gerekirse Halide Edip Adıvar’ın “Handan” adlı romanı, Aziz Nesin’in “Şimdiki Çocuklar Harika” adlı eserini ilk akla gelenler olarak sayabiliriz. Genellikle bu tür eserlerde karşılıklı bir mektuplaşmaya yer verilir. Ancak sözünü ettiğimiz eserde tek bir anlatıcı bulunuyor. Mektuplara nasıl bir cevap gelmiş olabileceği ise hayal gücümüze bırakılıyor.
Eserin önemli bir özelliği de İngilizce ve Türkçe olarak iki dilli yayınlanmış olması. Eser “Grief is My Second Language” adıyla uluslararası platformlar okuyucuyla buluşmuş durumdadır. Böylece bu kitap İngilizce öğrenmek isteyenler için de didaktik bir amaca hizmet etmiş oluyor. “İngilizce kitaplar okurken sık sık sözlüğe bakmak yerine hemen bir sonraki sayfada metnin Türkçesi yer alsa faydalı olmaz mıydı?” diye düşünenlerin okumasını öneririm. Yazar, hal-i hazırda Türkiye’de özel bir okulda İngilizce öğretmeni olarak görev yapmaktadır. Bu yolla branşına hizmet eden bir yayın hazırlamış ve okuyucuya sunmuş oluyor.
Editörlüğünü yapmış olduğum bu eseri sizlere öneriyorum. Eseri okurken duygu dolu anlar yaşayacağınızı düşünüyorum ama ne kadar anlamaya çalışsak da kelimelerimizin ve anlayışımızın bazı acıların telafisine yetmediği durumlar var. Filistin’de olan yıkımların bir an önce son bulmasını; yazarımızın ailesine, sevdiklerine, ülkesine güvenlik, huzur ve barış diliyorum.