Gayretle Olur Her Şey Aslında

Sinem Şahin 563 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Bazı zamanlar her insan gibi içimiz de yalnızlık hissi oluşur. Bunun oluşmasını istemesek de engelleyemeyiz. Çevremizin olduğu halde yalnızlık hissi, kimsenin sevmiyor olması, sizi başkaları ile kıyaslamaları gibi bir çok etken olur hayatımızda. Bu etkenler bazen ailemiz tarafından da meydana gelir. En çok yaralayan da bu olur bizi zaten, en sevdiğiniz, güvendiğiniz, onlardan başka hayatınızda kimsenin olmaması bu tedirginliği arttıran unsurlardır. İçinden çıkılamayacak bir hal alır. Kimi zaman depresyona veya fiziksel olarak başka hastalığa dönüşür bu içimizdeki bilinmez duygu. Aklınızı kaçıracak gibi olursunuz, işin içinden çıkamazsınız, kime danışacağınızı bilemezsiniz. Bu duygunun neden olduğu da tam olarak belli değildir aslında, fakat belli olan şey kendimizin davranışlarıdır. Olaylara karşı aldığımız karar, nasıl karşıladığımız bunlar hep bizden kaynaklıdır.

İnsan ne yaparsa kendi yapar kendine başkası sadece bize kendimize yaptığımız şeyi gösterir. Örnek verecek olursak, kimi insan hayatına aynı karakterde insanları çekiyorsa kendinde sıkıntı vardır. Düzelmedikçe düzelmez ama bunu anlamak zordur. İnsan çok zor kendisini düzeltebilir. Kişiyi tanıdığında, aynı karakterde olduğunu gördüğünde tahammül etmeyip yol verirse ve o kişi hayatına girdiğindeki yaptıklarını yani hatalarını düzeltirse işte insan bir adım öne geçmiş olur. Tabi bu, aşkta bazen böyle olmaz. Ne kadar zıt kutup olursan ol içindeki sevgi onları bile sana güzel gösterir. “Ben böyle biri ile olmam” dersin, Allah sana onunla mutlu olacağın, o karakterini bile seveceğin birini yollar, sen bile farkına varmadan kapılırsın. Arkadaş gibi, iş gibi veya meslek gibi atamazsın da. Kalbine işlemiştir çünkü o senin; aşk dersin o gelir aklına, ismini duyarsın atar kalbin hiç olmadığı kadar hızlıca, kimse sevmez sen seversin onu, en önemlisi de senin için her şey bitmişken, ümidini kesmişken, hiç sevilmeyeceğini hissediyorken onun seni seviyor ya da tesadüf eseri tanışman hayatına girmesi bile güzeldir senin için.

Hani derler ya “aşk tesadüfleri sever” diye işte aynen doğrudur. Aşk tesadüfleri sever, hem de öyle bir sever ki tesadüfen hayatına giren ömürlük olur, bazen seni yalnızlık hissinden ve monotonluktan kurtarır. Bazen yâr olur, bazen de yara olur. Ama aşk bu yarasız da olmaz, yarsız da… Yani anlayacağın bu hayatta insan insanı yalnızlaştırır. Önemli olan yalnızken kendini toparlamak ve gayret edip hayatını, karakterini belli bir şekle sokmaktır. Aşk da olsa kendinden taviz vermeyip gerektiğin de onu bile hayatından def etmek gerekir. Acısa da canımız, bu olayın tekrarlayıp bizi yormasını beklemeden biz sınırı koyup çıkarmalıyız hayatımızdan. Hayatımızı kolaylaştıran insanları almayı öğrenmeliyiz ve ona göre yaşamalıyız. Dünya devam ettikçe, nefes aldıkça hep umut olduğunu bilmeliyiz. Ölümden başka her şeye çare olduğu da cabası tabi ki. Zor olsa da sabırla sevdamızı hakkıyla yaşamalı, yaşanmıyor ise de bitirmeyi bilmeliyiz ki yenileri gelebilsin.

Hayat bu, eskisi gider yenisi gelir aşık olunca, bu biraz garip gelse de bize nasip olmayınca nasibin gelir bulur seni zamanında. O yüzden gelecek için çabala kendini, dünya için de ahiret için de geliştir ki bulsun seni diğer yarın hayırlısıyla. %100 ol Allah’ın izniyle evlilik tamamlasın imanını zamanında.  Seni dünya için seveni değil, ahiret için seni seveni al ki hayatına %100 olman hakkıyla olsun inşallah. Kalbinin yarısı kimdeyse tamamlatsın Rabbim hayırlı bir zamanda. Sen sadece gayret et, sabır et, İslam’a göre yaşa, gerisini bırak Rabbine gönül rahatlığıyla. Göreceksin “Kader gayrete aşıktır” bulacak her şey yolunu, gidecek o içindeki yalnızlık hissi ve korkusu.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Sinem Şahin
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version