Gebelik Döneminde Beslenme

31 Görüntüleme
5 Dak. Okuma

GİRİŞ

Gebelik, doğurganlık çağındaki kadınlar için çok sayıda fizyolojik değişiklikleri içeren doğal bir süreçtir. Gebelik, kadının hem kendi sağlığını hem de bebeğinin gelişimini doğrudan etkileyen özel ve hassas bir dönemdir. Bu süreçte annenin beslenmesi, bebeğin sağlıklı büyümesi, doğum ağırlığı, bağışıklık sistemi ve hatta ileriki yaşlardaki hastalıklara karşı direnci üzerinde belirleyici bir rol oynar. Bu nedenle gebelikte sağlıklı beslenme yalnızca kilo kontrolü değil, aynı zamanda anne ve bebek sağlığı için hayati öneme sahiptir.

Gebelik döneminde dengesiz ve yetersiz beslenme ile erken doğum (prematüre), intratein büyüme geriliği, düşük doğum ağırlıklı bebek (doğum ağırlığının 2500gm’ın altında) ve neonatal ölüm riski artmaktadır. Yetersiz ve dengesiz beslenme sonucu oluşabilecek problemler; 18 yaşından küçük (adölesan gebelerde) ve 35 yaşından büyük kadınlarda, sık aralıklarla (2 yıldan az) gebe kalan ve çoğul gebeliği (ikiz, üçüz) olan kadınlarda daha fazla görülmektedir.

GEBELİKTE BESLENME NEDEN ÖNEMLİDİR?

Gebelikte, maternal metabolizma üzerine fetal metabolizmanın eklenmesiyle birlikte artan gereksinmelerin karşılanabilmesi için yeterli ve dengeli beslenme büyük önem taşır. Bu sebeple gebe kadın gebeliği boyunca;

  1. Maternal fizyolojik gereksinmelerini (enerji ve besin ögelerini) karşılamak
  2. Maternal depoları (besin ögeleri yedeği) dengede tutmak
  3. Fetal büyüme ve gelişmeyi sağlamak
  4. Laktasyona hazırlık, salgılanacak sütün enerji ve besin ögelerini karşılamak için yeterli ve dengeli beslenmelidir.

Enerji ve Besin Gereksinimleri Artar

Gebelikte enerji ihtiyacı artar, ancak bu artış sanıldığı kadar yüksek değildir. İlk trimesterde enerji ihtiyacı çok fazla değişmezken, ikinci ve üçüncü trimesterde ortalama günlük 300-500 kalori kadar ek enerjiye ihtiyaç duyulur. Ancak bu kalorilerin kalitesine dikkat edilmelidir. Boş enerji kaynakları (şekerli, yağlı ve besin değeri düşük yiyecekler) yerine vitamin, mineral, protein ve lif açısından zengin besinler tercih edilmelidir.

Protein Tüketimi Artmalı

Protein, bebeğin doku ve organ gelişimi için temel yapı taşıdır. Gebelikte maternal dokuların artışı ve fetal büyüme nedeniyle protein ihtiyacı artar. Gebelik döneminde orta düzey protein alımı en iyi düzey olarak belirlenmiştir. Gebe kadınlar için günlük alınması gereken protein miktarı ortalama 71g’dır. Bu ihtiyaç protein kalitesi yüksek olan; yumurta, süt ürünleri, et, tavuk, balık, baklagiller ve kuruyemişler gibi kaliteli kaynaklarla karşılanmalıdır.

Folik Asit ve Diğer B Vitaminleri

Gebeliğin ilk trimesterinde hızlı hücre bölünmesi, uteroplasental organların gelişimi, hormonal değişiklikler folat metabolizmasını ve ikinci trimesterinden sonra hızla artan kan hacmine bağlı olarak serum folat düzeylerinde azalma yaşanır. Bu durum gebelikte folat gereksinimini arttırmaktadır. Gebelik öncesi dönemde başlayan ve özellikle ilk trimesterde devam eden folik asit takviyesi, nöral tüp defekti gibi doğumsal anomalilerin riskini azaltır. Folik asit doğal olarak koyu yeşil yapraklı sebzelerde, kuru baklagillerde ve tam tahıllarda bulunur. Ayrıca B12 vitamini de sinir sistemi gelişimi açısından önemlidir ve hayvansal kaynaklı gıdalarda bulunur.

Demir ve Kalsiyum Desteği

Gebelikte kan hacmi artar ve bu durum demir ihtiyacını yükseltir. Demir eksikliği anemisi, erken doğum ve düşük doğum ağırlığı gibi riskleri beraberinde getirebilir. Kırmızı et, kuru meyveler, yumurta ve yeşil yapraklı sebzeler demir açısından zengindir. C vitamini ile birlikte tüketildiğinde emilimi artar.

Kalsiyum, bebeğin kemik ve diş gelişimi için gereklidir. Yeterli kalsiyum alınmadığında, vücut bebeğin ihtiyacını annenin kemiklerinden karşılar. Bu da ileriki yaşlarda kemik sağlığı açısından risk oluşturabilir. Süt, yoğurt, peynir, badem ve yeşil sebzeler iyi birer kalsiyum kaynağıdır.

Omega-3 Yağ Asitleri

Omega-3 yağ asitleri (özellikle DHA), bebeğin beyin ve göz gelişimi için gereklidir. Haftada 2 kez düşük cıvalı balık (somon, hamsi, sardalya gibi) tüketimi bu ihtiyacı karşılayabilir. Ceviz ve keten tohumu da bitkisel omega-3 kaynaklarıdır.

Su Tüketimi ve Sıvı Alımı

Gebelikte sıvı ihtiyacı artar. Yeterli su tüketimi, kabızlık gibi sindirim sorunlarını önlemeye yardımcı olur ve amniyotik sıvının dengede kalmasını sağlar. Günde en az 2-2.5 litre su içilmesi önerilir. Kafeinli ve şekerli içeceklerin tüketimi sınırlandırılmalıdır.

Uzak Durulması Gereken Besinler

Gebelikte bazı gıdaların tüketiminden kaçınılmalıdır. Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri, çiğ et ve balık, sakatatlar, fazla kafein, işlenmiş et ürünleri (salam, sosis gibi) ve yüksek civa içeren büyük balıklar (kılıç balığı, kalkan gibi),midye gibi kabuklu deniz ürünleri risk oluşturabilir. Gebelikte zencefil, portakal kabuğu, nane yaprağı, kuşburnu gibi bitki çaylarının günlük 2-3 fincan tüketimi önerilirken, papatya, dut, defne, hatmi çiçeği, hindiba, sinemaki çaylarının tüketimi önerilmemektedir. Gebelikte güvenli kafein alımı günlük <300 mg olarak belirlenmiştir. Ayrıca alkol ve sigara kesinlikle tüketilmemelidir.

Sonuç

Gebelikte sağlıklı beslenme; planlı, çeşitli ve dengeli bir beslenme anlayışı ile mümkündür. Her besin grubuna dengeli yer verilmesi, hem annenin hem de bebeğin sağlığı açısından büyük önem taşır. Gerekli durumlarda doktor ve diyetisyen desteğiyle kişiye özel takviye ve beslenme planları uygulanabilir. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir gebelik süreci, doğru beslenme ile başlar.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Diyetisyen
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version