Hayat bir kitap gibidir. Her olaya, her kişiye özel hikaye barındırır içinde. Başı belli olan, fakat ortası kişiye göre değişen bir kitaptır bu. Başı doğum ile başlar. Büyüyene kadar her insan farklı farklı olaylar yaşayarak hikayesinin gelişme bölümünü yazar aslında. Bu bölüm de herkeste farklı olur. Kiminin hikayesi özenecek cinsten olsa da kiminin hikayesi ise yaşamak istemeyeceğimiz cinsten olur. Bunu her insan görmez, daha doğrusu görmek istemez, işine böylesi daha kolay gelir. Çünkü insan bencildir. Hayatta hep ama hep kendini düşünür. Başkası hayatını nasıl mahvetmiş ilgilenmez, hatta üzülmez bile,
Hikayenin başı gelişme bölümü gibi çok önemlidir. Çünkü doğacak insan ilk önce annesini ve babasını tanıyacak ve annesi ve babası ona nasılsa o şekilde hayatını belirleyecektir. Eğer anne ilgisiz ve sevgisiz, baba hem ilgisiz, hem sert, hem de sevgisini belli etmiyorsa ya da her iki birey de aşağılama yapıyorsa maalesef ki büyümek bazıları için zulüm olur. Hayatlarını şekillendirecek zamanlarında hep ayaklarına engel olacaktır. Özellikle kız çocukları için bu daha baskındır. Erkekler arkadaşlarına dışarıya yönelip bir nebze olsun kurtulmuş olur. Kızlar da bunları yapsa bile yine de atlatamaya bilir.
İşte burada da kitabın ikinci kısmı gelişme bölümü girer devreye; bu gelişme bölümü genellikle kişi yedi yaşına gelip okula başladığı andan sonuca bağlanana kadar devam eder ve edecektir. Bu gelişme bölümün de kişinin okulda yaşadığı hayatı, edindiği çevresi, çevresi ile iletişimi, iş hayatı, evlilik hayatı gibi şeyleri içerir. Kişi eğer geçmişin de iyi bir aile ile büyüyemediyse bunu çevresine de, okul hayatına da yansıtır. Babanın veremediği güveni başka karşı cinste arar. Ya da veremediği sevgiyi sevgiye aç olduğu için yine karşı cinste aramaya başlar. Bundan dolayı sağlıksız ilişkiler meydana çıkar. Eğer erkek sevgisiz büyümüş ise maalesef karşısında ki kadına sevgi nasıl verilir bilemez ve sağlıklı ilişki burada olamaz.
Bu durumdan en çok kadınlar etkilenir. Genelde kötü geçmişte etkileyen erkek etkilenen kadın olur. Böylece her iki bireyin çevresi de sağlıklı insanlardan oluşmaz. Kadın hep değer görmek adı altında birileri ile beraber olur ama bilmez ki geçmişte ki babası nasılsa o da öyle biri ile oluyordur. Bunun nedeni ise ilk babasını tanıması ilk onun huylarını görmesidir. Sağlıklı bir çevre için ya da iş okul için ilk önce zor olsa da aile ile olan travmaları atlatmak gerekir. Bunu yalnızken odada duvara bakarak geçmişi aklınıza getirip babanıza annenize söyleyemediğiniz ne varsa onu kendi içinizde söyleyip rahatlayabilirsiniz. Hayatınız boyunca geçmişte sizinle gelmesin diye uğraşmak gerekir. Çünkü eğer geçmiş sizinle gelirse ilerleyemezsiniz hep korkarsınız, yapabileceğiniz şeyleri bile Özgüvensizlikten yapamazsınız. Hayatınızın gelişme bölümünde kendinize ne katarsanız kârdır. Çünkü hayat boş, korkarak geçirilemeyecek kadar kısadır. Burada da sonuç devreye girer. Her insanda sonuç aynıdır. Sadece sonuca varma şekilleri farklıdır. Kimi trafik kazası, kimi kalp krizi ya da kimisi uykuda yakalanır. Kaçışı yoktur. Sonuç geldi mi kitap son bulur. Ölüm geldi mi pişmanlıklar bir işe yaramaz. Bu yüzden gelişme bölümünü iz bırakmak için sizden sonrakilere bir ışık olması için çalışma, sağlıklı evlatlar için geçmişi yenme yaşamınız boyunca sizin görevinizdir. Yani hayatta bir kere düştüyseniz kalkmayı da bileceksiniz bilemezseniz sadece boşa giden zamanınız olur. Öldüğünüzde ise kimse bir gün dışında sizi hatırlamaz. Ama eğer bir iz bırakırsanız bu iyi bir evlat da olabilir. Hep konuşulur. Hatta sonsuz alemi bile kazanabilirsiniz.
Bir evlat ve bir Baba olarak baktığımda harika bir anlatım ve kıymet bilme çınar ve Baba ilişkisi çok güzel yüreğinize sağlık
Ya çok teşekkür ederim. Sizin görüşünüz benim için çok önemli 🙏😊