Gel Bağışlayalım Birbirimizi

Zehra Ayvaz 1.1b Görüntüleme 2 Yorum
2 Dak. Okuma

Bu ayki yazımız, geçen ay yazdığımız yazının devamı niteliğindedir. Yazı çok beğenilmiş ancak kimi okurlarca biraz kısa bulunmuştu. Bu nedenle hem devamı olsun hem de kavgadan bahsetmişken devamında da bir “bağıştan, bağışlamadan” söz etmiş olalım istedim.

Bahsini yaptığımız her türlü olumsuzluk (kavga, tartışma vs.) çoğu zaman keyfimizi, tadımızı kaçırabiliyor. İnsan en çok “Bunu bana nasıl yapar, nasıl söyler?” diye düşündüğü yerde kırılıyor sanırım bu tür durumlarda. Herkes kendine yapılanı kabul edemiyor belki de. Genellikle “Ben” duygumuz ön planda oluyor ve kırılmışlık hissi burada devreye giriyor. Böylece “Bunu bana nasıl yapar, nasıl söyler?” düşüncesi içimizde büyüdükçe büyüyor.

Geçtiğimiz günlerde çok keyfimin olmadığı bir gün sosyal medyada ansızın karşıma bir söz çıktı. Hani böyle o an sana söylenmiş hissettiğimiz türden: “Sen de bunalacaksın. Çünkü burası Peygamber’in gönlünün kırıldığı dünya…” Sonra durdum ve dedim ki “Evet, sadece kendimiz kırıldık zannediyoruz ancak burası Peygamber’in (s.a.v.) bile kalbinin, gönlünün kırıldığı, incindiği bir dünya.” Bu nedenle “ben’in ötesine geçmek” gerektiğini düşünüyorum.

Peki bunu nasıl başarabiliriz? Bu sorunun cevabı da mutlaka kişiye göre değişecektir. (Bu nedenle düşüncelerimi burada çok kişiselleştirmeyeceğim. Herkes kendini yoklayabilir.) Kimileri ben’in ötesine geçmeyip ilişkileri sonlandırmaya karar verirken, kimileri de ötesine geçip ilişkilerine devam edecektir. Ve devam etmek için çaba gösterecek ve bu yolda çeşitli manalar üretecektir. Tıpkı Turgut Uyar gibi. Ve onun Günler Geçer isimli şiirinde olduğu gibi:

Günler geçer ve çalışır şafağın değirmeni,
Kim bilebilir ki kimi, neyi eskittiğini…
Ben ne kadar önemserdim kendimi, hay Allah!
Sen ne kadar kumraldın aynalarda, hay Allah!
Temmuz tam bu işe göredir bana kalırsa,
Gel bağışlayalım birbirimizi…

Yılın altı ayını bitirip Temmuz’a gelmişken başlar mı buluşmalar, kavuşmalar? Temmuz bu işe göre midir? (Kim bilebilir belki de.)  Birbirimizi bağışlamanın bir vakti, bir zamanı var mıdır? Yoksa bazı şeyler ansızın mı olur?

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Zehra Ayvaz
Bağlantılar:
Yazar
2 Yorum
  • Harika olmuş! Tek kelimeyle muhteşemdi.
    Okurken inanılmaz keyif aldım, elinize emeğinize sağlık.
    Bu güzel yazıların devamının çok olması duasıyla.
    Allah yolunuzu bahtınızı açık kılsın 🤲🏻😘❤️

  • Her yazınızda kendimizden/yaşadıklarımızdan bir parça buluyor, düşüncelere dalmamıza vesile oluyorsunuz, kim bilir belki de gerçekten temmuz bazı şeyleri halının altından çıkartıp komple evimizden çıkarmanın tam zamanıdır 😊

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version