“Unutma ki her seçim bir vazgeçiştir ve insan bir yola çıkıyorsa, diğer bütün yollardan vazgeçmiştir. Dolayısıyla bir seçim yapmak, diğer sonsuz seçenekleri gözden çıkarmak sayılır bir yerde… Bu çok önemli bir sınavdır. Önce vazgeçmeyi bilmek gerekir… ”
Vazgeçmeyi bilmek gerek aslında zamanı geldiğinde veda etmeyi başarabilmek gerek.
Sizi üzen, yoran, huzursuz eden, mutsuzluk veren her şeye…
Kendinizi değersiz hissettiren, aynadaki yansımanızı soluklaştıran, zamanı anlamsız kılan her ne varsa…
Dilinizden sözcükleri alan, konuşmanın anlamsız olduğunu hissettiren, cümlelerinizi yüreğinize gömen ve tatlı sözleri “acı bir dille” ifade eden herkese…
Veda etmeyi bilmek gerek.
Geçmişte sizi üzmüş, yıpratmış… Yaşanmış ya da yaşanması mümkün iken olmamış, kalbinizi kırmış, ruhunuzu yaralamış her şeyle…
Ummadığınız anda sizi ortada bırakmış, heveslerinizi törpülemiş, hayallerinizi yıkmış ve bunu yaparken özensiz davranmaya devam eden herkesle…
Olmamış insanlara kocaman umutlar bağlama huyunuza, o bunu asla yapmaz inancınıza, kendinizden çok başkalarına olan güveninize, bu alışkanlıklarınıza özellikle…
Sizi bile isteye kıran, sözlerini ok gibi size saplayan, eleştiri adı altında haddini aşan, sözüm ona sizi seven fakat davranışlarında bu sevginin esamesinin okunmadığı insanlara…
Veda etmeyi bilmek gerek.
Sizi sevmeyi başaramamışlara, nankörlük etmiş yakınlarınıza, dostluk adı altında görülen ama “güzelleme” yaparak hoş görmeye çalıştığınız düşmanlıklara…
Düştüğünde koştuğunuz , yarasına merhem olduğunuz ,iyileşmesi için kendinizden ödün verdiğiniz ama iyileşir iyileşmez sizi çiğneyen insanlara…
Sevdiklerinizle aranıza hadsizce dahil olan, sevgi sınırlarına kendi kurallarını koyan, olmadığı hayatın sahibiymiş gibi davrananlara…
Başarılı olduğunuz konularda sizi aşağı çeken, zaferlerinizden memnun olmayan, olumsuz sözcüklerle sizi zehirleyen kişilere…
Veda etmeyi bilmek gerek.
“Hayır” diyeceğiniz durumlara sizin adınıza “Evet” diyenlere, kendi fikrini size empoze ederek manipüle edenlere, sahip olduğunuz insanları tek tek kaybetmenize sebep olanlara…
Sürekli sizden fedakarlık bekleyen fakat kendince sürekli kârda olan, vefadan uzak kaprisi çok olanlara…
Sevmeyi bilmeyip sevginizi sömürenlere, kalbinizi incitip bir şey yokmuş gibi davrananlara, gözlerinizdeki yaşam sevincini alanlara en çokta sizi “Siz” olmaktan uzaklaştıranlara veda etmeyi bilmek gerek.
Bazen olumsuz insanlarla, ilişkilerle ve olaylarla vedalaşmak kendine yeniden sıcacık samimi bir “MERHABA” demektir.
Belki de bugün biraz düşünüp, kendinizin farkına varıp aynanın karşısına geçerek “MERHABA” demelisiniz, bence buna değersiniz.
Gerektiğinde vazgeçmek, iradedir.
Gerektiğinde vazgeçmek, kendinize sığınıştır.
Gerektiğinde vazgeçmek, kendinize yetmek, güvenmektir.
Gerektiğinde vazgeçmek, kendinizi bulmaktır.
Gerektiğinde vazgeçmek, kaybolan sizi yeniden büyümüş bulmaktır.
Gerektiğinde vazgeçmek, kararlılık ve kişiliktir.
Gerektiğinde vazgeçmek, dik duruşun onurlu adımıdır.
Gerektiğinde vazgeçmek, “yönetemezsin, hayat benimdir” demektir.
Gerektiğinde vazgeçmek, “sen sandığın kadar etkili değilsin, seni bu konuma getiren benim ve bırakıyorum!” demektir.
Gerektiğinde vazgeçmek, bunca zamanlık emek için dayanmak değil, kalan yaşamı kaliteli yaşamaktır.
Gerektiğinde vazgeçmek, istemediğiniz hiçbir şeyi, hiç kimsenin size yaşatamayacağıdır.
Gerektiğinde vazgeçmek, yeniden başlamaktır.
Yeniden başlamaya hazır mısınız?