Giydiği Her Ne İse Örtmemiş Üzerini Üşüyen Kalbi

Nazan Yerli 386 Görüntüleme Yorum ekle
2 Dak. Okuma

Bedeni saracak libas çoktu, göğüs kafesinin sol köşesinde oturmuş yüreği. İlk yara izleri içerisinde kıvranan ve acemi bir acı içerisinde, kendi halinde sızlayan, derinliklerine işlemiş kalbin.

Ah! Çekmeyi yeni öğrenmiş, kurduğu cümleler içerisine. Zaman alacalı davranıp bedenin üzerine dikilmiş siyah beyaz perdeler. Dar gelir terzinin diktiği en son üretilen kumaşın. Bir zaman sonra giydiği her ne ise örtmemiş üzerini üşüyen kalbi. Donuk bakışların yüz rengini soluklaştırması gibi…

Ağlanılacak bir gülüşün, yarım kalmış sonbaharın da soğuğun ürpertisi nefesi tutarken, göğüs kafesinde dolup taşmış sancılar hangi yöne çevrilirse, o yönü yakar içinde. Almış alacağını kızıl kıyamet, yüzünde okunan hayal kırıklığı en büyük mazisi. İçinde işlediği gerçekleri sonra rüzgar savurmuş, oradan oraya bir bir sökülmüş düş sokaklarına… Ne ucu kalmış ne de bucağı… Gelmiş zaman geçmiş zaman kavramlarının ortasında bilinmeyen duygular çıkmazı, hangi harita gösterir yolun sonu, yolun başı. Karar kılınmış terazi ağırlığında yük gemisi misali, taşınması için cesur bir yürek. Kalktı mı gemi yolcu yolunda yol ehli gerek. Ya denizin dibi ya da gökyüzünün maviliklerine hangisi bekler hangisi kaçar derinlere… İhtimaller serüveninde yelkenler dalgalara selam verirken aslında biriken umudu da teslim etmiş balıklara ne çıkarsa bahtına dermiş gibi uğurlamış arkasından, sular dökmüş ama sular içinde zaten boğulurken… Belki engeller çıkar taştan yapılmış adımlar.. Korsanların belinde mızraklar, sevginin yolunda zafer bayrakları ve bir defa alınmış galibiyetin sonsuzluk durağında bekleyen, ağacın dibinde oturan sadakat tamircisi atölyesinde bir ustanın hikâyesi tadında, üşümemeye yemin etmiş ayazları unutmayacak kurt, masalında ki ders gibi…

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Nazan Yerli
Bağlantılar:
Yazar & Şair
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version