Lapis Lazuli; efsanelerin, kraliçelerin, kralların, tüccarların, tarihin ve mitolojinin en güçlü, sırlarla dolu değerli taşı. Yeryüzünde bulunan bir çok doğal taş, kristal vardır. Bunlardan bir kısmı maddi değeri oldukça yüksek görsel ve işlevsel olarak da değerli bir kısmı orta değerde bir kısmı da sıradan kayaç diyebileceğimiz taşlar ve kristaller. Ama bilmek gerekir ki her kristal ve taş belirli minerallerden oluşur. Bu taşların oluşumu ve bileşenlerin etkisiyle yaydığı frekansların insan bedenine, ruhuna iyi geldiği yönleri olduğu bilinmektedir. İşte bunlardan benim için içlerinde en gizemli ve ilgi çekici olanı; lapis lazuli yani bir diğer adıyla lacivert taşından bahsedeceğim.
Farsçaya Sanskritçeden geçen taşa rengini veren lacivert sözcüğü, Sanskritçe de aynı anlama gelen “rācāvarta” sözcüğünden alıntıdır. İngilizce’de gök mavisi anlamına gelen ‘azure’ sözcüğü Fransa’nın mavisi ile ünlü olan Fransız Rivierası olarak bilinen Akdeniz kıyılarındaki Cote d’Azure bölgesinin adı Arapça ma (su) ve wi (dair/ait) yani ‘suya dair’ anlamına gelen mavi rengin bir tonu olan ‘lacivert’ rengin etimolojik kökenine dayanır… Antik çağlarda ise “sapphirus” olarak adlandırılan Lapis Lazuli, korendon grubu mavi taşlardan taşın içindeki pirit yapısından dolayı ayrım gösterir…
Taşlar hakkında hiçbir bilgisi olmayan birisi bile bu taşı eline aldığında içindeki gizemi , adeta gökyüzündeki yıldızları yansıtan yapısının etkisi altında kalacaktır. Bu nedenledir ki yüzyıllar öncesinden bu taşın ne kadar değerli ve gizemli olduğu bilinmekteydi. Krallar, kraliçeler, firavunlar, tüccarlar için vazgeçilmez bir taştı lapis taşı.
Antik Mısır’da kraliyet dönemi ve öncesinde de sıkça tercih edilen bu gizemli taş ; süs eşyaları, mücevherler, kozmetik alanında da sıklıkla tercih ediliyordu. Ölüler Kitabı’nın 140. Bölümünde yazdığı üzere, göz şeklinde altından bir muhafaza içerisine yerleştirilmiş lapis lazuli güçlü bir tılsım olarak kabul ediliyordu. Her ayın son gününde bu sembolik göze sunulan adak sonrasında, kullanıcının kötülüklerden korunacağına inanılırdı. Ayrıca Mısır Kralı Tutankamon’ un mezarı da bu taş ile süslenmiştir.
Mezopotamya ve Sümerler’ de ise ticari mühür olarak ve yine süs eşyaları, mezar taşları, heykellerde sıklıkla kullanılırdı. Lapis Lazuli taşı o dönmede zenginlik ve ihtişamın sembolü olduğu için krallar ve zenginler tarafından vazgeçilmezdi. Mitolojik eserlerde lapis lazulinin kutsal nesne olarak görülmesi, onu Mezopotamya ritüellerinde de Önemli bir yere koymaktadır. Ritüel metinlerinde ölüme ve lanete karşı koruma amaçlı büyü metinlerinde İse arındırıcı nesne olarak geçmektedir.
Günümüzde ise daha çok takı ya da doğal taşlara ilgi duyanlar tarafından tek basına tercih ediliyor. Muhteşem ve gizemli görünümünün yanı sıra yaydığı enerjinin sağladığı özelliklere gelirsek; üzerinde taşıyan kişinin odaklanmasını sağlaması, ilham vermesi, düşünceleri netleştirmesi, meditasyon sırasında enerjiyi güçlendirmesi, boğaz ve alın çakrada etkili olması sayılabilir. Ayrıca vedik astrolojide bu güzel taş, satürn gezegeni ile ilişkilendirilir ve taşıyana satürnün olumlu etkilerinin yansıdığına inanılır.
Lapis Lazuli taşının araştırmalara konu olmuş ve kaynaklarda geçen daha bir sürü kullanım alanı ve özelliği saymakla bitmez. O yüzden bu gizemli ve kozmik taşı herkesin bir şekilde bulundurmasını tavsiye edebilirim. Yüzyıllar öncesinden bir bildikleri vardı değil mi?