Bir kuş için göç vakti gelmiştir; dünyadan geriye bakar ve toparlar kendini. Yaşayamadıkları, sevdikleri, mutlulukları eser geçer. Bir insan göçüp gider bu dünyadan; geriye bakar, anılar eser gider. Bir cin göçüp gider bu dünyadan; geriye bakar, dostlukları, hayatı eser geçer. Göçüp gitme dünyası dedi kuş içinden; veda vakti gelmişti sevdiklerine. Bir kuş vardı bir zamanlar bu dünyada, bir hayatı vardı o kuşun, sevdiklerine vardı. Şimdi başka dünyada buluşmayı bekliyor kuş sevdiklerine. Yıllar ne yaptı bize? Bir kuşa veda vakti…
Canlılar doğarlar, yaşarlar, ölürler; dünyanın kanunu. Her canlı bir gün ölümü tattı. Bir çiçek soldu gitti bugün dünyadan en özlemli duygularla. Sevdiklerinden koptu ve gitti.
Ayrılık zordu, ölümden zor. Ayrılık vakti kapıya gelince bir durdu canlı ama eceline yenik düştü ve ayrıldı dünyadan. Ardından eserlerini bıraktı, varsa yetiştirdiği çocuklarını bıraktı. Bir masal gibi, bir hikâye gibi, bir roman gibi… Her canlının bir hikâyesi vardı ve sessizce göçüp gitti bu dünyadan; vakti gelen gidiyordu. Her canlının bir izi kalmıştı dünyada ve bir bekleyeni.
Dünyanın son günü bir baktılar dünyaya; geriye neye, ne kalmıştı ardında? Her canlının bir izi ve her cansızın izleri. Hatıralar dünyayı sarmıştı. Dünya var olduğundan beri dört bir yanı sarmıştı hatıralar. Şarkıda dediği gibi, bir gün gitsen bile hatıran yeter, hatıran yeter.
Bir gün geldi; bir kuş, bir insan, bir kedi ve bir balık gelip geçti bu dünyadan. Her canlının bir dünyası vardı ve dünyalar arası bir yolculuk vardı. Her canlının tanıştığı insanlar vardı. Dünyanın da son sözü vardı. Selam söyledi dünya içinde yaşayan herkese.