Güher-Nisâr Kalem

Aysun Aynur 669 Görüntüleme 4 Yorum
3 Dak. Okuma

Sahilin iyot kokan saçlarını tarıyordu bu sabah yine Kasım rüzgarları, penceremden yatağıma kadar gelen bu şahane güzelliğin soluğu yüzümde gezinirken güne uyanmak o kadar çok hoşuma gidiyor ki! Hiçbir şey durduramaz beni artık, “Aysun hadi gel!!! “ der gibiydi, e davete icabet etmek gerek demi.

Günaydın gözleri fer fecir gökyüzü! Sevdalı hırçın Karadeniz sana da aysın gün. Ah kuşlaaarr, özgür kanatlar sizlere de günaydın! Yalın ayak yürümeyi çok seviyorum ıslak kumların üzerinde, ayağını basıyorsun ya kumlara, işte o an bastığın ayak hoop içine gömülüyor kumların sonra diğer ayağın, saklambaç misali…

Offf ki offf fecrin besmele kokan elleri yüzümü öyle güzel okşuyor ki, ah güz güzeli gün, bu ne güzellik böyle, beni benden alıyorsun! Ciğerlerime dolan iyot kokusu başımı döndürüyor, deniz kabukları kıpır kıpırlar, Güneş ile göz göze geldikçe akılları çıkıyor şaşkın aşıkların. Gülümseyerek uzandım yanlarına, işte o an off gözlerime değdi o mavi bakışlar, baktıkça aktı içime, kirpikleri battı taa şurama, sol yanım sızladı, ah sen, özgür kanatların mavi ülkesi, mavi bakışlım..! Sana bakmak âb-ı hayatı kâtre kâtre nuş eylemek gibi, öyle güzelsin ki! Düşünüyorum da cezahâne olan Dünya’nın tavanı böylesi şahaneyse cennetin tavanı nasıl muhteşem bir güzelliktedir değil mi…!

“Göğe bak sevgilim, yorgun turnalardan gelmez mi hiç haberim!” demiş meczup bir şair.

Kalemi kavi üstat Turgut UYAR da benim gibi gökyüzüne müptelâymış, ah ne güzel seslenmiş sevgiliye mısralarında;

* * *

“Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım.
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum.
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi,
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor…”

* * *

Gökyüzünü, kuşları, sessizliğin sesini, sahilin suretine gizlenmiş hayallerin gözlerindeki utangaçlığı seyretmenin hazzına doyamıyorum, böyle sahifelerce şiirler yazasım geliyor. Şiir demişken, bugün yepyeni bir karar aldım, iyi mi kötü mü bilemem ama yenilik her daim tazelik getirir yüreğe. İlk kez lisedeyken küçük küçük şiirler yazmaya başlamıştım ve yazdıklarım güzel olmasalar bile sevmiştim bu yazma işini, kendimce mutluydum sanki. Ama bugün kalemimi kırdım, yazamıyorum, yazmıyorum artık. Dedim ya, yeni başlangıçlar gerek bazen hayatımıza, çok sevsek de, onsuz yapamam desek de bırakmayı da, vazgeçebilmeyi de öğrenmeliyiz.

Evet bugün çok zor bir gün olacak, yazmaya aşık bir insan için kalemini kırmak çok ağır bir travmadır ve sahilin güçlü kollarına sığınmak bana iyi gelecek diye düşünüyorum…

Yâdıma düşen bir şiirde şair şöyle diyor;

* * *

Huzûr-u deryaya hasret,
Bir güz yaprağı şimdi nefesim!
Dönülmez akşamın ufkunda yazdığım o şiirleri,
Bir bir kurşuna dizeceğim!
Nasılım bilmem ama,
Sözün bittiği o yerdeyim!
Lâl ol ey güher-nisâr kalemim!
Bilmez misin ki,
Şiirler de ağlar ah dilsizim!

* * *

Şiirler ağlamasın!!!

Gününüz güzel geçsin efendim, Saygılarımla…

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Aysun Aynur
Bağlantılar:
Yazar
4 Yorum
    • Kıymet verip yazımı okuduğunuz için ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ediyorum.🙏
      Bazen kalem de yorulur, nefesine ağır gelir artık mısralar, mürekkebi tükenir, kelamlara aşık kalemleri tutan şairlerin yüreğini dilhûn eyler şiirlerin hicrân-ı firkatın sâyesine sinen hüzn-û süveydâsı…
      Sükût-u huzurun sinesine çekilip soluklanmak gerek vakti zamanı geldiğinde…

  • Ağzınıza yüreğinize sağlık. Enfes olmuş. Kırmayın kaleminizi. Kelimeler öksüz kalır. Kalem; kelimelerin sığınağıdır..

    • Kıymet verip yazımı okuduğunuz için ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ediyorum Hocam, beğenen gönüller incinmesin İNŞALLAH 🙏
      EYVALLAH saygılar efendim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version