Gümüş Kutusu

87 Görüntüleme
3 Dak. Okuma

Nerede kaldın, dağın ardı daha mı güzeldi ben bu tarafındayken? O zirveden yavaşça yükselirken çok mu havalı hissettin kendini? Bendeki de laf, dünya üzerinde olup da havalı olmayan var mı?

Karanlıktan evvel görmek seni çok güzel, karanlık senin belki de hiç sevmediğin varlık. Bunu, gecemdeki karanlığın hükmünü siliyor olmandan ve aynı zamanda seninle benim aramda duran uzun karanlık koridorunu saklamandan anladım. Saklamak, var olanı yok göstermek, yalancılık değil mi? Dünyanın sadece adı çıkmış, okkalı, asıl yalancı sensin belki de. O, karanlığını da aydınlığını da gösteriyor açıkça. Peki, seninle benim aramda 384.403 km uzunluğundaki karanlık mesafe… Daha vakit akşamüstü iken bakıyorum da sana, öyle güzel saklamışsın ki o koridoru, üstelik el âlemden aldığın ödünç ışıkla.

Biliyor musun, aslında çok benziyorsun bize. Hallerin var mesela senin de, bazen yok olmaların, sırra kadem basmaların, bazen sadece senin görünmelerin var. Bazen kilo alıp şişmanlıyor, sonra bazen sönüyorsun. Sanırım bir tek ikiyüzlü olmak kısmı ağır geldi sana. Ondan mı diğer yüzünü saklamaya çalışman?

Ben çözemedim ki seni. Bir tarafta böyle bir çaban var, diğer tarafta da Dünya’nın peşine takılıyken Güneş’in etrafında dönmen. Yok, estağfurullah, bu durumu fırıldaklık olarak yorumlamıyorum. Zaten dönüş eksenini sen mi çizdin ya da sen mi yazdın kaderine durmadan dönmeyi? Ama diyorum işkillenerek, acaba diğer yüzünde sakladığın bir şey mi var? Altınları koyduğun kutuyu saklarsın ama o kutu tek başına saklamaya değecek kadar değerli değildir, içindeki altındır onu kıymetli yapan. Ne olabilir mesela, yer yer 8 km uzunluğunda ve 240 m genişliğinde, dalgasız, düz bir çizgi şeklinde ilerleyen yarık? Belli ki nasibi olanlara sakladığın.

Yüzün bunca şeyi gizlemenin zorluğundan mı böyle delik deşik? Uzaktan, şair ruhlulara pusulalarını şaşırtıp mehtapla yoldan çıkmalarına salık veren sen, yakından hiç de güzel değilsin aslında. Bizde ışık vurunca saklananlar açığa çıkar, sende ışık vurunca gerçeklerin üstü örtülmüş. Bu da bir şeyleri saklamanın maharetini, hünerinin büyüklüğünü gösteriyor aslında. Kızma, kırılma bana. Ben her türlü severim seni; dünyanın ekseninin sarsılmasını engellediğin ve onu ilerleyeceği yolda sabitlediğin ya da iklim değişikliklerini engellediğin için değil. Ben her türlü severim seni. Gerçi bunlar olmadığında seni seven bir ben bulur muyum, muamma. Sadece sürekli bir şeyleri saklamak sana iyi gelmez onun için.

Nereden mi biliyorum? İlahi sır sakladığım için değil herhalde…

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version