Günümüzde Beğenilme Arzusu

Gizem Canver 518 Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

Kişinin kendisini yalnız hissettiğinden mi? Nedendir bilinmez ama, bazen bakıyorum sokaklarda olsun, sosyal medyada olsun, hep bir ”ben buradayım, beni de görün” havası var nedense. Bu biraz da yalnızlıktan ziyade nefs ve heva konusu da olabiliyor.

Dikkat ediyorum yollarda, her şeyin aşırısına kaçınılmış. Giyim olsun, makyaj olsun, hatta ve hatta konuşmalar da cabası. Mesela; makyaj desen, kadın o makyajı suratına sürmemiş, resmen boya kutularının içine girmiş, çıkmış. Bakın abartmıyorum, o yüzlerdeki boyaları çıkartmaya kalksa belki de saatlerini alır. Hadi o boyalara acımayalım da yüzündeki boyaları temizlerken harcanılan zamana acınılır hiç olmazsa.

”Zaman artık böyle, değişti…” deniliyor. Hayır… Zaman böyle acımasız mı değişir sence?

Ve diyorum ki; zaman değişmedi, değişen sadece insanlar ve içlerindeki kitlenmiş karartılar. Giyinmelerin ve o makyajların da ayrı bir adabı, edebi olmalıydı halbuki. Hatta ve hatta oturup kalkmanın da… Ama hepsi eskilerde kaldı, hepsi anam babam zamanında kaldı o edep ve haya… Ah eski zaman insanları! Tekrar gelseniz, değiştirseniz ya şu içi küflenmiş insanları. Hani şair diyor ya; “Şimdi o iyi insanlar beyaz atlarına binip gittiler” Hakikaten de öyle, kimsecikler yok ortalıkta eskilerden kalan. Acaba diyorum; “Onlar da bu günlerin böyle olacağından endişe ettiler de o yüzden mi gittiler?” Sessizce köşeme çekilip düşünmekteyim bunu, sahiden böyle olabilir mi? Bir süre geçtikten sonra sorumun cevabı düşüyor aklımın odacıklarına. Neden olmasın, insan şüphelendiği şeyden kaçınır, onun olacağından erinir, evet korkar ve ona göre de adımını atar. Bizim eski zaman insanları da aynen böyle yapmış işte.

Ne diyorduk? “Edep ve haya” Yine yollarda görüyorum ki, kızın biri normal bir sokakta değil de sanırsın sahillerde o havalı adımlarını atıyor, öyle bir giyim şekli sürünmüş ki; insanın bikini giyindiresi geliyor. Şaka yapmıyorum, hayır bazen oluyor, içimden konuşuyorum kendi kendime “kardeş sen yanlış giyinmişsin” diyorum mesela. Elinle saysan resmen beş karış gelecek şekilde etek ve elbiseler, “kime beğendiriyorsun acaba kendini?” diye düşünmekten alıkoyamıyor insan kendini. Gençlik diyorum, hep bir beğenilme arzusu seline kapılıp gidiyor. Oysa insan kendini başka insanlara değil, kendisini yaratana, onu var edene beğendirtmeliydi, onu var edene konuşmasını beğendirtmeliydi. İşte insan bunu yapamadığı için de boşluk hevesatına kapılıp gitmekte ve bunun doğru olduğunu zannetmekte.

Yanlış anlaşılmasın bu yazım, giyimleri ya da konuşmaları eleştirdiğimden değil elbette. Sadece bazı şeylerin abartıldığından yanayım, her şeyin fazlası kötü ya… Gerçekten bazı şeyler çok abartılıyor. Artık bir çeki düzen verilmeli. Biraz edep, biraz haya olursa bizlerde, düşünüyorum ki insanlık huzura erecek, insanlık gerçek fıtratına ve aslına dönecek ne dersiniz? Denemekte yarar var diyerek birinci adımı atalım mı?

HER ŞEY BİR ADIMLA BAŞLAR ASLINDA!

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Gizem Canver
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version