Günümüzün Leyla ile Mecnun’u

100 Görüntüleme
2 Dak. Okuma

Eskiden çöllerde aranırdı aşk… Bir damla sevdaya bin sene yanardı yürekler. Mecnun’un ayakları çıplaktı belki, ama ruhu Leyla’nın adıyla sarhoştu. Zamane Leyla’sı, gözlerine telefon ışığı yansımış, kalbini bildirim seslerine emanet etmiş. Zamane Mecnun’u ise aşkını ne çölde, ne yürekte, sadece dijital izlerde arar olmuş.

Ama hâlâ vardır o yüreğini sahiden verenler… Bir mesajın “görüldü”sünde kavrulan, bir fotoğrafın altına yazılmayan yorumla yıkılanlar… Çöl yok artık belki ama şehir kalabalığında kaybolan nice Mecnun var. Ve o kalabalığın içinde bir köşeye saklanmış, adını duymaya hasret nice Leyla…

Aşk hâlâ aynı… Ama kabuğu değişmiş, dili değişmiş. Sevdiğini düşünerek uyumak değil artık mesele, birlikte uyuyormuş gibi çevrimiçi kalabilmek olmuş. Birlikte susmanın yerini, emojilerle doldurulmuş cümleler almış. Ama hâlâ bir yürekte yer varsa, orası Leyla içindir. Hâlâ bir gece ansızın uyanıyorsan, o kalp Mecnun’a aittir.

Ve aşk bazen bir “çevrimdışı” halinde kalır… Leyla görmez, Mecnun anlatamaz… Oysa bir bakış, bin kelimeden daha çok şey söylerdi eskiden. Şimdi bakışlar ekranlara takılı, kalpler ise sinyal bekler gibi… Ama yine de gecenin bir vakti, içi titreyerek “Acaba o da beni düşünüyor mu?” diyen biri varsa, Bil ki bir yerlerde hâlâ Mecnun vardır… Ve bir köşede sessizce onun adını anan bir Leyla…

Gözyaşını kimse görmez artık. Çünkü herkes güçlü görünmek zorunda. Ama kalbinin en gizli yerinde, Bir mesaj gelmeyecek diye sabaha kadar uykusuz kalanlar, İşte onların aşkı hâlâ romanlara sığmaz…

Bir bakışa ömür adayanlar azaldı belki, Ama hâlâ vardır bir yudum ses için bir ömür susanlar. Leyla ile Mecnun ölmedi… Onlar, duygularını artık susturmak zorunda kalan insanların içinde yaşamaya devam ediyor.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version