Bugün senin günün, ÇOCUK.
Dünyaya gelişinle evreni nurlandırıyorsun, ÇOCUK. Dünya senin güzelliğinle güzelleşiyor. Sen doğduğunda kaç anne-baba mutluluktan kanatlanıp uçmak istiyor. Sen doğduğunda kaç anne-baba, yıllardan sonra ANNE, BABA gibi kutsal göreve sahip oluyor. Sen evlerin neşesi, huzuru, mutluluğun anahtarısın, ÇOCUK.
Sen, gelişiyle ailesini bu zorluklarla dolu hayatta güçlü olmaya, her acıya, kötülüğe rağmen ayakta durmaya neden olan bir güçsün, ÇOCUK. Maalesef, doğuşundan rahatsız olan bazı anne babalar da var. Senin güzelliğinden, senin bereketinden, senin sevginden mahrum olan insanlar da var.
Sen doğduktan sonra, taşıdığı 9 ayın zorluklarını önemsemeden seni yurt kapılarına, çöp kutularına atan anneler de var. Senin doğacağını duyup senden kurtulmak için annene şiddet gösteren babalar da var.
Azerbaycan’da güzel bir ata sözü var: “Çocuksuz ev, susuz değirmene benzer.” Bu sözün anlamı büyük. Bu sözle atalarımız senin nasıl bir güce, nasıl bir kuvvete sahip olduğuna işaret etmişler.
Bugün dünya zalimleşmiş, ÇOCUK. Bugün seni doğduğuna pişman eden zalimler var. Kimi savaş nedeniyle sana da kurşun sıkmaktan, kimi seni taciz etmekten, kimi kendi zevki için öldürmekten çekinmez oldular. Bu zalim dünyada, senin açlıkla da kastına duranlar var.
Bütün bunlarda senin hiçbir suçun yok, ÇOCUK.
Sen doğarken ne anne babanı seçebilirsin ne de hangi çevrede, hangi ortamda yaşayacağına karar verebilirsin. Dün Hocalı’da seni katlettiler, bugün Gazze’de seni katlediyorlar.
Sen direniyorsun, sen mücadele ediyorsun, sen düşmana baş eğmiyorsun. Sen çocuk hâlinle düşmanla savaşıyorsun. Savaştıkça da bir gün bütün dünyada huzurun, sevginin, birliğin, dostluğun zafer çalacağına emin olmak istiyorsun.
Sen bir başkasın, ÇOCUK, bir başka.
Senin değerini bilmeyenler, seni katledenler, sana bir lokma ekmeği fazla görenler utansın. Senin de mutlu yaşama, karnını doyurmaya, sevgi ortamında büyümeye hakkın var. Bunları herkesten çok sen hakkediyorsun, ÇOCUK.
BAYRAMIN KUTLU OLSUN, DÜNYANIN ENERJİSİ!