Türkiye bir klişeler ülkesidir. İnsanları inandırmak da kandırmak da son derece kolaydır. Çünkü bu ülke ara nağmelerde neler yaşandığıyla hiç ilgilenmez; ona sadece skor lazımdır…
Bazıları dünyanın her yerinde böyle olduğuna inanır ama açıkça ifade etmek gerekirse, bu major liglerde böyle değildir. Almanya ve İspanya’da skordan önce oyunun nasıl geliştiği de ön plandadır. Bu bir kültürdür. Taraftar oyun kurgusunun önemini de bilir; futbolcuların kulüplerin üstünde olmadığını da. Sporcu hatalı bir davranış sergilerse, kulüp onu uzaklaştırır; seyirci ise buna kızmaz. Takımın vazgeçilmez ismi olsa bile, etik değerleri aşması ve çizgilerin dışına çıkması halinde başına geleceklerin net şekilde farkına varır.
Futbol bir oyundur ama arka planı mutlaka daha derindir. Süreci yorumlayabilmek için bu konuların cımbızla ele alınması gerekir.
Şimdi gelelim ülkemize…
Bahanelerden fırsat kalırsa, net bir şekilde ülkemizde spor organizasyonları daha keyifli bir hal alacak. Yenen, yenilen, berabere kalan kim varsa herkes sadece şikayet ediyor. Kimse kendi kapısının önünü süpürmüyor ama karşı tarafta olduğunu öne sürdüğü çöplerden dertleniyor.
Arkadaşlar ve devasa derecede para saçan kulüpler… Sizler biz futbolseverlere ne zaman iyi futbol seyrettirmeyi planlıyorsunuz acaba? Ne zaman bahaneler geride kalacak ve sadece göze hoş gelen hareketler izleyeceğiz? Kulağa hoş gelen boş lafları bırakıp, serzenişlerin ötesindeki mutluluğa ne zaman kavuşacağız?
“Güzel futbol ne zaman izlenir?” diye soruyorum, maalesef herkes uzun zaman dilimli cümleler kurup takvimleri ileri sarıyor.
Ben size söyleyeyim; konuşmayı bırakıp oyuna endekslendiğimizde mutlaka güzel futbola da tanıklık edeceğiz.