Hatırlamak, sanırım insanoğluna verilmiş en büyük hezimetlerden birisi. İnsan hep hatırlar, her şeyi hatırlar. Unutmak insan için aciz ve güç bir şeydir çünkü insan asla unutmaz, hiçbir şeyi unutmaz, sadece aklı geçiştirir bazı şeyleri. Hayatı yaşamak ister insan dolu dolu yaşamak ister bu yüzden hayata biraz nankör davranır. Güzel yaşamak için kötü anılarını saklamak ister, ölene kadar gizlemek ister fakat bunu yaparken kendi de bilir ki bu imkansızdır. İnsanoğlu asla geçirdiği, yaşadığı bir anıyı unutmaz, unutmak ister fakat unutamaz.
Bazen saklamayı iyi becerir insan anılarını, küçük yaşlarda babasından yediği bir tokadı yirmili yaşlarda hatırlamadığı için sakladığını hisseder o tokadın izini, acısını ve tadını ama her babasını gördüğünde aklının bir köşesinden çıkıverir o tokat. İşte insan o zaman iyi bir saklayıcı olduğundan çok hayata karşı iyi bir oyuncu olduğunu anlar. Geçmişte bir yerde kokladığı bir gülün kokusunu her zaman hatırlamak ister, her yere götürür o kokuyu, ceplerinde taşır, çünkü mutludur o kokudan veyahut da nefesini kesen bir anını; Annesine sarıldığı kucağı, sevgilisini dudaklarından öptüğünde ki dudaklarının ıslaklığına kadar, okulun ortasında herkesin ona hayran hayran baktığı onu alkışladığı bir anı, her zaman ceplerinde taşımak ister. Çünkü mutludur o dakikalardan çünkü yaşadığının farkındadır o anlarda bütün bunları yanında, heybesinde taşırken bir an bile yorulmaz oysa ki yediği ilk tokadı paçalarından döke döke yürümek ister ilk fırsatta onu gömmek ister, kim ister ki reddedilişini gözlerinde göstermek, başarısız olduğu günün akşamında ailesinden gizli boş bir duvara bakıp ağladığı, döktüğü gözyaşını hâlâ kirpiklerinde taşımak. Kimse istemez ama anılar ve hayat insanlar kadar iyi birer oyuncu değildirler onlar her zaman kötü bir oyuncudurlar, onlar her zaman perdenin arkasındadırlar her zaman perdeyi ilk kapatanlardır. Ve insan bu kötü perdeye rağmen oyuncu olmak için diretir. Çünkü aldığı tek nefesi hep güzel hatırlayıp güzel tüketmek isterler, asla kötü, hüzünlü bir günü toprağa dökmek ve götürmek istemez insan aslında bu seçim hayata karşı oyuncu olmanın seçimi insanın en büyük yanılgısıdır.
İnsan üzülen acı çeken ve mutlu olan bir varlıktır insan tüm duyguların hakkını verebilecek yaşayabilecek bir varlıktır. Belki de tek varlıktır bu hususta, evet kabul ediyorum hatırlayabilen ya da oyuncu olma seçimini bir tek insanlar yapmaz hayvanlarda hatta çiçekler ve ağaçlar gibi diğer canlılarda hatırlar. Onlarda iyi ve kötü anılarını hatırlar, Bir köpek kendisine verilen bir yemeği ya da ona atılan hakareti ve tekmeyi unutmaz. Bir ağaç gölgesinde ki öpüşmeleri, sevişmeleri ve yazılan şiirleri unutmayacağı gibi sonbaharın nankör zamanında ki yapraklarını kendisinden almasını da unutmaz. Bir gül en güneşli yere konulduğunda hele ki biraz su serpildiği zaman köklerine en güzel çiçek olduğunu hatırlar fakat bir kadının ellerine düşmek için koparıldığında köklerinden çektiği acıyı da unutmaz.
Evet herkes, her şey hatırlar ve hatırlanır ama insan kadar hiç bir varlık yoğun yaşamaz bu duyguyu, insan kadar hiç bir çiçeğin içi kanamaz hiçbir şey onun kadar ağlamaz hiçbir ağaç onun kadar yaprak dökmez.
Ama insan hep nankördür bu hayata insan hep oyuncu olmayı seçmiştir bu hayatta. Neden mi? Cevabı çok basit hayat bize mutlu dakikalar verdiği zaman onları unutmamak için, onları hep hatırlamak için gayret gösterirken, üzüldüğümüz yorulduğumuz her anıyı alelacele yok etmek istiyoruz hemen çöpe atıp kaybolmasını istiyoruz, bizi biz yapan şey kayıplarımız hüzünlerimiz ve mutluluklarımız pek tabi kazandıklarımızda ama biz sadece yüzümüzün tebessümle dolduğu anılarda kaybolup cebimizde yanımızda taşımayı istiyoruz, gerçekleri ve acıları bilmiyoruz hayata acılarla da gülmek lazım hayata karşı oyuncu olmamak hayatın senaryosunu yazarken hep mutlu sonla bitirmemek lazım. Bize verileni olduğu gibi kabul etmemiz lazım.
İnsan hep hatırlar her şeyi hatırlar, bazen hatırlamak istediğini bazen hatırlanılmak istediğini.
Hiçbir şeyi unutmayalım bizler anılarla yaşayan varlıklarız anıların arasında seçim yapmayalım hepsini kucaklayalım ve iyi davranalım çünkü bizi biz yapan hayatın tüm getirdikleridir her birini kabul edelim.