Bazen ağlar, bazen güleriz. Yeri gelir düşer yeri gelir kalkarız. Her düşüş bizler için birer son gibi gelse de hep bir şeyler vesilesiyle yeniden kalkarız.
Hayat hem acı hem tatlıdır. İki duyguyu da bize sürekli hatırlatır, unutturmaz kendini. Tıpkı bizim bile isteye soframızdan acı biberi eksiltmeden, ağzımızın yanacağını bilerek acıyı yediğimiz gibi. Her ikisi de ihtiyaçtır aslında. Lazımdır, gerektir, ama kararında.
Kararında olmayan her şey zarardır. Dozunda ilaç içmek gibi mesela. Gereğinden, ölçüsünden fazla içilen ilaç öldürür. Hayat da böyledir, fazla acı da öldürür, fazla mutlulukta…
Mum gibi eriyip gidiyor zamanımız, yavaş yavaş, ağır ağır. Ama ışık saçarak, aydınlanıp aydınlatarak, güzel veya bir şekilde geçiyor hayatımız.
Tıpkı mumun da elbet eriyip bittiği gibi bizim de hayatımız bir gün bitecek.
Unutuyoruz. Bir gün ömrümüzün sonuna geleceğimizi unutuyoruz.
Hatırla. Ömür uzun gibi gelmesin. Her saniye hatırla, unutma ki; kendini üzmeye değmesin.
“Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme! İşte orası kaderinin değişeceği noktadır.” demiş Mevlana hazretleri.
Çoğu zaman bu durumla karşı karşıya kalmışızdır. Her şey normal şekilde ilerlerken bir dönem geliverir ve bir anda hayatımızda her şey kötü gitmeye başlar. Hatta isyan etmeye başlarız; sanki her şey baştan beri hep kötü gidiyormuş gibi sadece kötü anılarımızı hatırlarız, bir anda bunca sene sadece kötü yaşadığımız anılar gelir aklımıza, yaşadığımız onca güzel anı ve hatıraları yok sayarız.
İnsanoğlu nankördür derler ya, bir nevi doğru olmuş oluyor bu söz. Ama sonra o kötü, üst üste gelen olayların ardından bir anda güneş açıverir. Hatta kaderimiz değişmek üzeredir. Genelde bunun farkına o an varamıyoruz.
Onca üzüntüye, hayal kırıklığına, ağlamaklı geceler geçirdikten sonra hayat kendini değiştirdiğini ciddi bir biçimde belli ettikten sonra, kaderin gerçekten değiştikten sonra geriye baktığında farkına ancak varabiliyorsun.
Mesela bir düşün, en son senin için ne gerçekten ters ve kötü gitti? Ve sonra ardından ne oldu?
Hatırlamaya çalış. Eminim ki, mutlaka o acı şeylerin ardından hayatın önemli derecede rol değiştirmiştir.
Yani derler ya, “Yağmur yağmadan güneş açmaz”.
Her şeyin sonunda elbet ki bir iyilik, bir güzellik vardır. Ama hayat tecrübesi sağlamadan bunun farkına varamıyoruz.