Kariyer ve eş seçimi insan hayatının dönüm noktalarından biridir. Bu seçimler kişinin yaşam doyumunu doğrudan etkileyen önemli faktörlerdendir. Doğan Cüceloğlu, bu hayatta en mutlu bireylerin eş seçimini doğru yapanlar olduklarını ifade eder.
Romantik ilişkilerde partner seçimini etkileyen birçok etken vardır. Eş seçiminde aşk mı daha etkilidir yoksa mantık mı diye düşünür isek eğer bir değerlendirme yapmamız gerekebilir.
Bazen karşımızdaki kişiye büyük bir aşkla bağlı olabiliriz. Bazen de sahip olduğumuz bu aşkın etkisi ile bize zarar verebilecek, bizi mutsuz edecek ilişkileri hayatımıza çekebiliriz.
Hayatımıza çekeceğimiz ilişkilerde ve aşık olduğumuz kişilerde özellikle aile ve çocukluk yaşantımız büyük rol oynayabilir. Örneğin çocukluğumuzda sürekli olarak koşullu bir sevgi aldıysak eğer “sevgi hak edilen, çabalayarak uğraşılan bir şey” şeması oluşturabiliriz. Ya da çocukluğumuzda güvenli bir sevgi bağı geliştiremedik, güvenli bir bağlanma oluşturamadıysak yetişkin yaşantımızda karşımızdaki insanın sevgisine güvenemeyebiliriz. Başka şekilde hep veren, insanlar bizi sevsin diye sürekli fedakarlık yapan, sınırlarını koruyamayan bir yapıda isek narsist kişileri hayatımıza çekebiliriz. Çünkü narsist birey için sürekli veren, onu onaylayan konuma geçmiş oluruz.
Burada şöyle bir soru ile karşı karşıya kalıyoruz “Ask bir travma sonucunda (aile çocukluk) acıya dönüşür ve yeni bir travmaya neden olabilir mi? Ne yazık ki sorunun cevabı genellikle evet. Burada yapılacak olan durup kendimiz, şimdiki ve geçmiş yaşantımız, hayatımıza çektiğimiz kişiler hakkında düşünmek ve bunları sorgulamaktır.
Romantik ilişkilerde sevgi bağı ile değil de mantık çerçevesinde hareket ettiğimiz durumlar da olabilir. Karşımızdaki kişinin işi, maddi durumu, görünüşü, gelecek beklentisi, aile yapısı gibi özelliklerinden dolayı onu seçiyor olabiliriz. Peki eş seçiminde aşk mı daha önemli bir faktördür, yoksa mantık mı ?
Sağlıklı bir ilişkiye baktığımızda çiftler arasındaki uyumu, anlayışı, problem çözme becerisini ve sevgiyi rahatlıkla fark edebiliriz. Yani eş seçiminde ne aşk ne de mantık tek başına eş seçimi için yeterli olmayabilir. Örneğin hayat görüşlerimizin tuttuğu, benzer kültür ve aile yapılarına sahip olduğunuz bir insan bize gerçekten de uygun olabilir. Ancak aramızdaki sevgi bağı zayıfsa eğer karşı tarafa tahammül seviyemiz biraz daha az olabileceği için problem yaşama olasılığımız da artar. Farklı şekilde aşkla bağlı olduğumuz kişi eğer kültürel olarak, hayat görüşü olarak ve benzer birçok konuda bizden farklı biri olsun. Aşk çok güçlü bir duygu olmasına karşın zamanla yerini olgun bir sevgiye bırakır. Bu aşk durumu bittiğinde belkide ilişkinin başında problem olarak görmediğimiz karşıt fikirler ve yaşam tarzları ilişkimizde problemler oluşturabilir. Elbette kendimizden tamamen farklı biri ile de mutlu olabiliriz burada konu farktan ziyade anlayış ve uzlaşmadır.
Eş seçimi uzun ve oldukça önemli bir konudur. Ama dikkat edilecek en önemli nokta elbette her ilişkide problemler olabileceği ancak bu problemlerin sağlıklı ve en az yıpranma ile çözülebiliyor oluşudur. Yani bir ilişki hayatımızı kötü etkilesin, bizi mutsuz etsin diye değil, hayatta mutlu olabilmek ve bu mutluluğu paylaşabilmek içindir.