Hayatının Değeri Nedir

Nilgün Ulukaya 1.1b Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Baba oğul arasında geçen doğada bir taşın değerini anlatan elinle iki yap motivasyon hikayesini bilir misiniz?

Bir gün bir çocuk babasına:

– Hayatımın değeri nedir? diye sorar.

Babası cevap vermek yerine:

– Al bu taşı evin yakınında bulunan markete satmaya götür. Eğer fiyatını soran olursa iki parmağını kaldır ve hiç bir şey söyleme… der.

Çocuk markete gider ve bir kadın taşın fiyatını sorar ve der ki:

– Bu taş ne kadar onu bahçeme koymak isterim.

Kadına, eliyle iki parmağını gösteren çocuğu gören kadın durumu 2 dolar olarak algılar.

Çocuk hemen eve koşar adım döner babasına durumu anlatmak için…

– Bir kadın bu taşı 2 dolara almak istiyor, der.

Derken…

Babası bu sefer çocuğa bir müzeye gitmesini, taşı eğer almak isteyen olursa hiçbir şey söylemeden sadece iki parmağı kaldırmasını söyler. Çocuk müzeye gider. Bir adam, müzede taşı almak istediğini bildirir. Bir şey söylemeden çocuk iki parmağını kaldırır.

Adam:

– 200 dolar mı? Alıyorum, der.

Çocuk şok olur ve eve koşar, babasına:

– Biliyor musun, bir adam bu taşı 200 dolara almak istiyor, der.

Babası:

– Bu sefer taşı değerli taşlar satan bir dükkana götürmeni istiyorum, der. Dükkan sahibine göster ve fiyat sorarlarsa sadece iki parmağını göster.

Çocuk değerli taşlar satan dükkana gider ve taşı gösterir.

Dükkan sahibi:

– Bu taşı nereden buldun? Bu dünyada ki nadir bulunan, görülen taşlardan bunu satın almalıyım! Ne kadar fiyatı?

Çocuk, eliyle iki parmağını kaldırır. Hiç bir şey söylemez.

Dükkan sahibi adam:

– 200.000 dolar mı? der.

Çocuk ne diyeceğini bilemez ,babasına durum izahı için koşar.

– Baba, bir adam bu taşı 200.000 dolara almak istiyor.

Babası şöyle der:

“Oğlum, hayatının değerini anladın mı? Şimdi anladın mı? Nereden geldiğin, nerede doğduğun, teninin rengi, ne kadar zengin bir ailede doğduğun önemli değil.

Devam eder…

”Çevreni oluşturduğun insanlar, kendini ne şekilde taşıdığın! Tüm hayatını çevrende seni 2 dolarlık taş olarak görenlerle yaşayabilirsin. Fakat, her insanın içinde bir elmas vardır.

Çevremizdeki insanları seçebiliriz. Değerimizi bilen ve içimizde ki elması gören,insanlarla… Kendimizi bir market ya da bir mücevher dükkanına koymayı tercih edebiliriz. Ve ayrıca, başka insanların değerini de görmeyi seçebiliriz.

Başka insanlara kendi içinde ki elması görebilmelerine yardımcı da olabiliriz. Çevrenizdeki insanları akıllıca seçin. Hayatınızda fark oluşturacak şey budur. Bazı insanlar sizi paha biçilmez görecek.”

Bu motivasyon konuşması hikayesinin satırlarını cümlelerce aklımdan geçirirken
çok sevdiğim Üstün Dökmen’e ait iki kıta şiir dizesini de eklemek istedim. Şiire, Carpe Diem Yayınları “Kolay, Kısa Keyifli Psikoloji” kitabında denk geldim.

Kıyılar boyunca yürüdün yıllar yılı,
Çakıl taşları topladın ve midye kabukları,
Geçip, gitmesin diye günler,
Çekmecelerde sakladın.

Topladığın onca pul, kibrit, taş, kabuk,
Bir kıyamet gününde ,gelip seni bulacaklar,
İşte diyecekler.
“Bizi biriktiren çocuk.”
Ellerinden öpecekler.
(ÜSTÜN DÖKMEN)

Bu dünyada küçük bir şey yoktur. Bakmasını bilen göz için, her şeyin bir anlamı vardır diyen Üstün Dökmen’e selam olsun…

Ben sadece, şairim yıldızların arasından…

Saygılarımla.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version