Aynı şey gibi görünen ama aslında birbirinden oldukça uzak olan bu kavramları birbirinden ayırt etmek büyük bir farkındalıktır. Bunun ayırımını söyle yapabiliriz; Hepimiz hayattayız bu kesindir ama, hepimiz yaşıyor muyuz? Nefes alıp vermek, günlük temel ihtiyaçlarımızı karşılamak bizi hayatta tutar ama yaşamak bambaşka bir şeydir. Hissetmek, yeni şeyler öğrenmek, ruhumuza iyi gelecek hobiler edinmek, hayal kurmak ve bu hayalleri gerçekleştirmek için çabalamak, bir amaç uğruna savaşmak demektir yaşamak.
Çıkmaktan her zaman korktuğumuz o güven ortamı bizi hayatta tutuyor olabilir ama yaşamak istiyorsak o güven ortamından ayrılmamız gerekir. . Birçoğumuz tüm ömrü boyunca sadece bir ev belki bir de araba almak için çalıştık. Bu uğurda çalışırken tüm tutkumuzu, isteklerimizi, hayallerimizi görmezden gelip zamanın acımasız ellerinde kaybettik. Geriye dönüp baktığımızda ise boşa geçmiş koca yıllardan başka hiçbir şey göremedik. Anılar biriktiremedik, sevdiklerimizle vakit geçiremedik, içinde yaşadığımız bu koca dünyayı keşfedemedik. Evlerimize tıkıldık ve hayal ettiğimiz her şey artık uzaktan baktığımız birer hüzünlü vedayla son buldu. Hayallerimizi erteleye erteleye olmak istediğimiz noktadan çok uzaktayız ve ömrümüz hiçbir şey yapmadan geçip gitmiş… Çoğu zaman bulunduğumuz ülkeden, ilden hatta evden bile çıkmıyoruz. Yeni yerler göremeden, yaşadığımız ülkeyi gezemeden, televizyon karşısında tüketiyoruz ömrümüzü. Özellikle biz kadınlar. Evlerinde yemek, bulaşık, çamaşır arasında hızla geçen günlerin tam ortasındalar. Kendilerini geliştirmek için hiçbir şey yapmadıkları büyük zamanlar içerisindeler.
Hiçbir şey üretmedikçe var olamayan, hayatta kalan ama bu hayatı yaşayamadan onlarca insan var. Üretmek bizi biz yapan, bizi değerli kılan bir eylem oysaki. Kendi hayatımız için, başka hayatlar için üretmek bize insan olduğumuzu, yaşadığımızı, var olduğumuzu hissettirir. Ürettikçe mutlu oluruz. Bir amaç uğruna çalışıp, hayaller kurarak, yeni şeyler keşfederek, üreterek yaşamayı öğrenebiliriz. Geriye dönüp baktığımızda bir boşluk görmek yerine yaşadığımız için mutlu olduğumuz anlarla dolu bir geçmiş görmek bizi mutlu eder. Kısacası yaşamak hayatta kalmanın kefaretidir. Onu ne kadar iyi değerlendirirsek yaşadığımızı da o kadar fazla hissederiz.
Birde başkalarının mutluluğu için yaşayanlarımız var ki bu daha da hazin bi hayattır maalasef 😔