İnsan en fazla yapmak istediği şeyi en başa yazar ve önce onu uygulamaya onu gerçekleştirmeye çalışır.
Laboratuvar ortamlarında gerçekleştirilen ve bağımlı-bağımsız değişkenleri olan guruplarla yapılan araştırmalara göre uğraş verdiği şeye gerçek manada konsantre olan ve bu şeye gerçek manada odaklanan kişilerin çok küçük ihtimaller dışında asla başarısız olmadığı görülmüştür.
Yapılan bu deneyler sonucunda insanın arzuladığı şeye olan odaklanma ve öncelik oranı o işi başarıp başaramadığının en önemli göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Burada anlatılmak istenen şey hedeflenen ve yapılmak istenen şeyin öncelik sırasının çok önemli olduğu ve bizim bazen bu öncelikleri birbirine karıştırmamızdan dolayı hedefe ulaşamayışımız.
“Bu benim hayattaki en büyük önceliğim ve bu olmazsa yaşayamam” gibi iddialı sözleri sarf etsek de gerçekte bunun zihnimizin bize bir oyunu olduğunu, aslında daha farklı istek ve hedeflerimizin olduğunu sonradan açık bir şekilde görürüz.
Çünkü “Yapmak istediğim bu şey benim olmazsa olamazım, önceliklerim arasında ilk sırada” diyen birinin normal şartlarda gözünün bu hedef dışında hiçbir şeyi görmemesi, her anını bununla geçirmesi, buna ulaşmak adına yapması gereken tüm mücadeleyi göstermesi gerekir.
Ama görüyoruz ki farklı amaçlarla bu ifadeyi bu kadar kolay kullanabilen bir sürü insan en nihayetinde hedefine ne yazık ki ulaşamadan başarısızlığa uğramakta ve bu sonucun yarattığı tramvayı yaşamaktadır. Bu sonuçlar da gösteriyor ki aslında bu kişilerin asıl öncelikleri sandıkları gibi değildir ve bu asıl önceliğin önüne koydukları başka öncelikler asıl önceliklere ulaşmalarını engelleyen en önemli unsurlardır.
Bir örnek vermek gerekirse…
Üniversite sınavlarına hazırlanan binlerce öğrenciyle yapılan bir araştırmada kendilerine “en büyük önceliğiniz ne sorusu?” sorulmuş ve bu sorunun karşılığında öğrencilerin;
“Gözümüz sınavdan başka bir şey görmüyor.”
“Tek hedefimiz üniversiteye yerleşmek.”
“Üniversiteye gidememek benim ölümüm.”
“Üniversite en büyük idealim.” vb. ifadeler kullandıkları görülmüştür.
Ancak;
Bu ifadeleri kullanan öğrencilere ikinci bir soru sorulmuş ve:
“Peki, bunun için gerekli çalışmaları veya üstünüze düşeni yapıyor musunuz?” denmiştir.
İşte can alıcı durum kendini burada göstermektedir ki öğrencilerin %80’i “hayır” cevabını vermiştir.
O zaman aklımıza şu soru gelmektedir.
En önemli önceliği ve hedefi üniversite sınavları olan, bütün geleceğini bunun üzerine kuran ve gelecek hayatının şekillenmesinde belki de en önemli dönemeç olacak, yani aklı fikri bu hedefe kitlenmiş ve bundan başka bir şey düşünmeyen bir kişi nasıl olur da üstüne düşeni yapabilmek adına bir adım atmaz veya bu hedefi için neden gerekli ve yeterli bir çaba içinde olmaz?
Esasında cevabı çok açık.
Kişinin en önemli şey sandığı bu önceliği aslında gerçek önceliği değil. En azından o dönem için.
Peki, insan neden böyle olduğunu yani önceliğinin bu olduğunu düşünür?
İnsanı inandığının aksine yanlış önceliklere yönelten ve daha sonra da ulaşamadığından kaynaklanan bir hayal kırıklığına neden olan etmenler nelerdir?
Şunu söylememiz gerekir ki en büyük etmen sosyal baskılamalardır. Çünkü kişi için çok da önemli olmayan bir hedef kişinin sevdikleri ve değer verdikleri için çok önemli bir hedef ve bir amaç haline gelebilir.
Kişi bu duygudan hareketle kendi istek ve arzularının önüne bu duyguyu koyabilir ve bir süre sonra bu hedefin kendisi için de olamazsa olmaz bir hedef olduğu yanılgısına kapılabilir.
Başka bir etmen de en büyük ve tek önceliğim dediği hedefi aslında farkında olmadan veya bilerek kendisi için daha önemli bir hedefe varmak adına bir araç olarak kullanmasıdır.
Kendisi için çok önemli bir amaç belirlemiş kişi, bu amacını gerçekleştirmek adına kendisi için çok da önemli olmayan bu hedefe ikna olmuş olabilir.
Bu tür hedeflere ara hedefler denir ki gerçek manada insanlar bu hedeflere gerçek bir konsantrasyon psikolojisiyle yaklaşamadıkları için genelde bu hedeflere ulaşma oranı çok düşüktür.
Şu bilmemiz gerekir ki çok küçük istisnalar dışında gerçek manada zihninde bir öncelik oluşturmuş kişi bunun gereklerini yapacağı için her zaman başarıya ulaşır.
O zaman şunu belirtebiliriz:
Bu şekilde düşünmelerine ve “benim bundan başka önceliğim yok.” demelerine rağmen başarıya ulaşamayanlara söyleyeceğimiz şey:
Lütfen önceliklerinizi iyice bir tartın. Gerçekçi olun ve dürüst bir şekilde kendinizi kandırmadan gerçekte ne istediğinizi bir kez daha düşünün. Zira siz de biz de biliyoruz ki gerçek manada bu hedef sizin gerçek önceliğiniz olsaydı yine küçük istisnalar dışında önünüzde hiçbir engel duramazdı.
Ve en nihayetinde biliyoruz ki insanoğlu gerçek manada bir şey istediğinde onu elde etme konusunda yapamayacağı şey yoktur.
Ünlü bir yazarın “Hedefinize âşık olmazsanız o hedefe ulaşamazsınız.” dediği gibi yapmak istediğiniz, ulaşmak istediğini hedefe bir insana âşık olduğunuz gibi yaklaşmalısınız.
Eğer gerçekten önceliğiniz bu ise tıpkı sevdiğiniz insana ulaşmanızı hiçbir şey veya hiçbir kimse engelleyemeyeceği gibi, bu hedefinize ve önceliğinize de kimsenin engelleyemeyeceğini düşünüp ona göre üstünüze düşeni yapmalısınız.
Bu uğurda vereceğiniz mücadele çetin ve zor olabilir, süreç size acı çektirebilir, bu zaman içerisinde kaybedeceğiniz şeyler de olabilir ama;
Bu şekilde davrandığınızda hedefin size günden güne nasıl yaklaştığını görebilirsiniz.