“Yüz dil bilsen, seni anlamayanların yanında dilsizsindir.” (Mevlana)
Öncelikli olarak diyalog ve iletişimin ne olduğuna bakmalıyız?
Diyalog; en az iki kişi arasında belirli bazı duygu, düşünce, mesaj veya fikirlerin birbirine aktarımı, paylaşılması veya bir sonuca ulaşılması için yapılan sözlü veya bedensel davranış ile yapılan bir eylemdir.
İletişim ise; bu diyalog sonucunda kişilerin empati kurup birbirini anlayarak ve kendilerini doğru ve sağlıklı bir şekilde ifade etme biçimi, anlayışı ve algılaması yani birbirine bir şey iletmesidir. Empati ve algılamanın olmadığı bir diyalogda iletişimden söz edemeyiz. Bu nedenle sağlıklı bir iletişim, sağlıklı ve iyi bir diyalog ile mümkündür.
Diyaloglar; yüz yüze ve yüz yüze olmayan diyaloglar olarak ikiye ayrılır.
Yüz yüze olan diyaloglar; bedensel olarak karşılıklı yapılan konuşma, tartışma ve davranışsal diyaloglardır. Buna ekstradan internetin vasıtasıyla yapılan görüntülü arama, canlı yayınlar ve zoom gibi uygulamalarla farklı bir boyut geliştirmiştir. Bu diyaloglar iletişimin daha hızlı ve sağlıklı gelişimi için daha etkilidir. Çünkü burda duygu ve davranışlar daha etkindir.
Yüz yüze olmayan diyaloglar ise; mail, çeşitli yazışmalar, telefon ile konuşmalar, dilekçeler ve eskiden yazılan mektuplar gibi yapılan diyaloglardır. Yüz yüze olmayan diyaloglar iletişimin sağlıklı ve hızlı gelişimi ve gerçekleşmesi ise daha yavaş ve pasiftir. Çünkü burda ise duygu ve davranışlar pasiftir.
“Diyaloglar neden; iletişim ise bir sonuçtur.”
Her kurulan diyalog ile iletişim sağlamış oluyor muyuz?
Her kurulan diyalog ile iletişim sağlayamayız. İletişimin sağlanması için; diyalog kurduğunuz kişi veya kişilerin sizinle empati kurup duygusal olarak sizin duygularınızı hissetmesi, duygu ve düşüncelerinizi algılayıp zihinsel olarak değerlendirip kavraması ve onlarla hemhal olup sizi anlaması ile ancak sizinle iletişim kurmuş veya sağlamış oluyor. Bir iletişim için; hissetmek, algılamak, değerlendirmek, anlamak ve kavramak yani empati kurmak şarttır. Bunlardan bazılarının eksik olması eksik veya sağlıklı olmayan bir iletişim sağlanmış olur. Buna aynı zamanda; “iletişim kazaları” da diyebiliriz. Bir diyalog dolayısıyla iletişim sadece sözlü olarak sağlanmıyor. Bunun yanında davranışlar, mimikler, görseller ve bazı yardımcı elemanlar da olabiliyor. Bu yardımcı elemanlar; kalem, kitap, resim ve çizimler ve benzer unsurlardır. Bu unsurlar ifadeyi karşıya aktarmada etkili ve güçlüdür. Algılamayı hızlı ve etkili kılar.
Mevlana’ın; “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.” sözü ile sağlıklı bir diyalog ve iletişimin aynı dili konuşmaktan çok karşınızdakinin duygu ve düşüncelerini anlayıp o duygu ve düşüncelerle hemhal olmak yani empati kurmak ile mümkün olduğunu belirtmektedir. Buradan şunu anlıyoruz; “insan aynı dili konuşsa dahi empati kurup birbirlerini anlamıyorsa birbirleriyle sağlıklı bir diyalog ile iletişim kurmayan birer yabancıdır birbirine.”
Yine Mevlana; “ yüz dil bilsen, seni anlamayanların yanında dilsizsindir.” Sözü, empati ile birbirini anlamanın dilden daha önemli olduğunun öneminden bahsetmektedir. Empatinin, diyalog ile iletişim için çok önemli bir yere sahiptir. Empati kurmak iletişimde temel bir unsurdur.
Bu nedenle; her diyalog iletişim ile sonuçlanmaz ama diyalogda empati kurmak, birbirini anlamak, algılamak ve kavramak varsa o diyalog iletişim ile sonuçlanabilir.
İYİ OKUMALAR DİLERİM…
