MİLLİ SAVUNU ŞİİRİ
1950 ve 1980 arasında Ankara’da yayınlanan Hisar dergisi etrafında toplanan şairler Hisarcılar olarak anılmıştır. Kendileri de aynı isimlendirmeyi kullanmışlardır. Dergi 1957 ve 1964 arasında ara vermiş; fakat buna rağmen kaldığı yerden devam edebilmiştir. Yayınlandığı 23 yılda toplam 277 sayı çıkmıştır. Dergi ile birlikte farklı türlerde 29 ciltlik kitap yayını da yapmışlardır. Hisarcılar, şairlerden oluşmaktadır. Henüz 1948-49’larda edebiyat muhitlerinde bir araya gelen bir grup şair milli edebiyat kültürünü korumak amacıyla dergi çıkarmaya karar verirler. Bu şairler Mehmet Çınarlı, İlhan Geçer, Mustafa Necati Karaer, Munis Faik Ozansoy, Güntekin Samanoğlu, Yahya Benekay, Osman Fehmi Özçelik, Fikret Sezgin, Hasan İzzet Arolat ve Nevzat Yalçın gibi isimlerden oluşmaktaydı. Dergi sahibi olarak Mehmet Çınarlı, yazı işlerine de İlhan Geçer seçilmiştir. Başyazar da Munis Faik Ozansoy olmuştur.
Dergiye edebiyatımızda yer etmiş, farklı anlayışlara ve disiplinlere sahip, belirli gruplarda yerini almış değerli yazar ve şairleri davet etmişlerdir. Bir kısmının eserlerine yer verilirken bir kısmıyla da röportajlar yapılmıştır. Derginin çıktığı 30 yıllık yazı serüveninde eski ve yeni çok sayıda edebiyatçımızı bu dergide görebiliyoruz. İlginçtir, tartıştıkları, görüşlerinin uyuşmağı isimlere de yer vermişlerdir. Bu isimler son derece önemlidir. Zira birçoğu bu dergi sayesinde ismini duyurabilmiştir. Aralarında günümüzde de yazı serüvenini sürdüren önemli isimler vardır. Burada bir resmigeçit söz konusudur. Birkaçına örnek vermek gerekirse; Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ahmet Hamdi Tanpınar, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Nurullah Ataç, Arif Nihat Asya, Memduh Şevket Esendal, Abdülhak Şinasi Hisar, Ahmet Muhip Dıranas, Halide Nusret Zorlutuna, Peyami Safa, Necati Cumalı, Cahit Sıtkı Tarancı, Talât Sait Halman, Hilmi Ziya Ülken, Sabahattin Kudret Aksal, Behçet Necatigil, Orhan Seyfi Orhon, Ziya Osman Saba, Halit Fahri Ozansoy, Ümit Yaşar Oğuzcan, Cahit Külebi, Tarık Buğra, Behçet Kemal Çağlar, İnci Enginün, Erol Güngör, Orhan Şaik Gökyay, Cahit Tanyol, Mithat Cemal Kuntay, Mehmet Kaplan, Orhan Asena, Oktay Akbal, Cemil Meriç, Bekir Sıtkı Erdoğan, Turgut Özakman, Beşir Ayvazoğlu, Sevinç Çokum, Bahattin Karakoç, Mustafa Kutlu, Haldun Taner, Gülten Akın, Münevver Ayaşlı, Emine Işınsu, Rasim Özdenören ve Yavuz Bülent Bakiler. Şu kadroya bakıldığında başka hiçbir dergiye nasip olmayan yazar, şair ve farklı tür ve disiplinlerde eser külliyatına sahip olduğu açıkça görülmektedir. Bu derginin 30 yıl devam edebilmesi, bu kadar geniş bir kadroyu dergiye çekebilmesinin en önemli sebebi ideolojik bir konum takınmamasıdır. Siyasi meselelerden ve polemiklerden uzak durmuşlardır. Sadece edebiyat ve sanat yapmaya çalışmışlardır. Şiir dergisidir ama tenkit, tiyatro, folklor, tarih ve medeniyet, sanat, estetik, dil, sosyoloji gibi alanlarda da değerli yazılara özellikle yer vermişlerdir. Topluluk, kendisine isim olarak Hisar kelimesini seçmiştir. Bunun seçilmesi rastgele değildir. Başlıkta belirttiğimiz milli savunuyu gerçekleştirme amaçları sebebiyledir. Hisar, kaledir ve milli kültürü, milli geleneği, bize ait değerleri: Halk Şiirini, Divan Şiirini, Türkçeyi savunmak için, milli sanat ve edebiyat için kendini inşa etmiştir. Bu varlık sebepleri bilindiği halde eskici, hatta gerici olmakla suçlanmışlardır. Halbuki onlar sadece eskiyi işlemekle kalmıyorlar geleceğe de yön veriyorlardı. Evet, gelenekçiydiler; fakat yeniyi de benimsiyorlardı. Bir ayakları gelenekte bir ayakları da modernitedeydi. Onlar, genç nesli modernizmin tehlikeli akımlarına karşı uyarıyorlardı. Yeni şair, geleneği sayesinde başkalaşmadan modern eserler verebilirdi. Bu gelenek hem İslam öncesi hem de İslam sonrasıyla milli bir kültürün ürünüydü. Halk Şiiri de Divan Şiiri de milliydi. Tanzimat da Cumhuriyet de bize aitti. İşte onlar bu dergiyle geçmişle gelecek arasında köprü kurmak istiyorlardı. Geleneğe dayanan edebiyatı reddeden Mavicilerle de bu misyonla kavga etmişlerdir. Geleneği dışlayan Garipçiler’e de aynı amaçla eleştiriler getirmişlerdir. Hisarcılar, İkinci Yeni Şiiri’ne ideolojik olduğu gerekçesiyle karşı çıkmışlardır. Ayrıca İkinci Yeni’nin dili bozduğu, kelime uydurdukları, uyuma dikkat etmemeleri, anlamsız şiir yazmalarını gerekçe göstererek eleştirmişlerdir.
Topluluk, bildiri yayımlamak yerine sanatlarını göstererek yapmayı tercih etmişlerdir. Derginin kurucuları 1966’da Ankara Radyosu’nda kendileri için düzenlenen Hisar Saati programında sahip oldukları ilk ve değerleri açıklamışlardır. Bir yıl sonra bu ilkeler, bildiri bekleyenler için dört madde olarak dergide yayımlanmıştır. Bunları özet olarak vermek gerekirse şu şekildedir: 1- Sanatçının dili yaşayan dildir. 2- Sanatçı bağımsızdır. 3-Sanat Millîdir. 4- Asıl olan sanatta yeniliktir.
Ne var ki, bu yenilik arayışı eskinin ret ve inkârı şeklinde yorumlanmamalıdır. Dünden kuvvet alarak yarın da kolay kolay eskimeyecek bir yenilik anlayışı ilke edinilmiş; mutlaka serbest şekilli şiir yazmak, şiiri nesre ve hikâyeye yaklaştırmak, heceyi ve aruzu ölü vezinler olarak görmek gibi ısrarcı yaklaşımların doğru olmadığı savunulmuştur.
KAYNAK:
Öztürk EMİROĞLU, Kaynağını Gelenekten Alan Hisarcılar