Sustuğum andır, duyguların kalpten dile gelmek istediği an.
Uzun uzun anlatmak ister hamiline düşeni,
Bir bekleyişi, bir hayali, bir umudu.
Kirpiklerden düşen bir damlayı zekat yapar şahsına.
Bir kedere, bir hüznü, bir yıkılışı gözetmeksizin.
Mülteci halimle sığındığım gün gelir aklıma.
Engin merhametine, sonsuz şefkatine, sonu yanmak olan sevdana.
Ateşin sahibinden sıcaklık bekler, kurumayan ruhum.
Biliyorum, hükümsüzler sokağındayım.
Zülüflerin esintisi değdi gözlerime, o gün rüzgarında savruluşum.
Ruhumun dehlizlerde kaybolduğu gibi kararır her yer.
Gözlerimin bitmez buğusu damla damla yağar üzerime.
Ve ben yine yoklukta ıslanırım.
Göğsünün kafesinde teslimiyetim isyan eder,
Hükümsüzler sokağını yakıp yıkasım gelir.
Bir an,
Kalbimde çiçek açan gamzelerim belirir yanaklarımda,
Kalbimi kalbine yasladığım anı,
Ve birden unuturum yakıp yıktığını,
Uçarken kanatlarımı kırdığını.
Yine önemi kalmadı kendimden dilediğim özürlerin.
Anladım ki;
Ben yine hükümsüzüm, hükümsüzler sokağında.
Hükümsüzler Sokağı
Şair
Yorum yap