Hayatınızda her şey yolundayken, tüm hayallerinizi gerçekleştirmişken bir boşlukta hissedip yine de mutsuz olduğunuza şahit oldunuz mu?
Bir hedef belirleyip bunu gerçekleştirdiğim takdirde dünyanın en mutlu insanı olacağım dediğiniz peki?
Ama sonuç yine aynı değil mi? Yine aynı boşluk hissi. İstediğiniz arabayı, evi aldınız, istediğiniz okullarda okudunuz, istediğiniz bir işe sahipsiniz ama mutsuzsunuz peki bunun sebebi nedir?
Eğer bunu sık sık yaşıyorsanız muhtemelen çocukluğunuzdan gelen bir şeydir. Eğer kendinizi ifade edebilme şansı bulamadıysanız, hiç çocuk olmayıp sürekli bir yetişkin tavır ve davranışları sizden beklendiyse, beklentilerle dolu, kendiniz olamadığınız bir çocukluk geçirdiyseniz şimdi bunları yaşamanız çok normal. Çünkü içinizdeki çocuk varlığını gösteremiyor. Sürekli aşağılanıp utandırılan çocuk artık çocukluğunu kaybeder, büyük bir boşluğun içine düşmeyi zaten erken çocukluk dönemlerinde öğrenmiştir.
Burada unutmamamız gereken şudur; biz ne kadar yetişkin olsak da içimizde hep bir çocuk vardır. Bu çocuk bizim hayallerimizdir, kim ne der diye düşünmeden özgür olabilen yanımızdır. Önemli olan yetişkin ve çocuk tarafımız arasındaki dengeyi kurabilmektir. Önce içimizdeki o çocuğu tanıyıp kabul etmek ve yaralarını sarmak gerekir. Ancak o mutlu olursa yetişkinliğinizdeki bu boşluktan kurtulabilir ve siz de mutlu olabilirsiniz.
İçimizdeki çocuğu nasıl tanıyacağımıza bir sonraki yazımda değineceğim.
Sevgiler…