İlgi, bilgi, sevgi; üç efsunlu kelime. Bu kavramları bir sıralamaya sokmak zor olsa da önce ilgiden başlamak anlamlı olabilir. İlgi, vereni de alanı da mutlu eder. İçine çok şey dahil edebileceğimiz geniş bir kavramdır. Kişiden kişiye değişiklik gösterir fakat her şey ilgiye muhtaçtır.
Bir çiçeğe su vermek, hayvanınıza ya da sokaktaki hayvanlara mama ve su vermek, sevdiklerinize ihtiyaçlarına göre davranarak destek olmak; tüm bunlar ilginin göstergeleridir. Yaşam, sürekli olarak ilgi göstermemizi ister. Sigmund Freud’un dediği gibi: “İlgi görmeyen her şey ölür. Duygular, ilişkiler, çiçekler bile.”
Çiçeğe su vermediğimizde ilgisi eksik kalır; sevsek bile yeterli olmayacaktır. Duygular da ilgi ister, aksi takdirde unutulur ya da söner. İlgi, bilgiyi; bilgi ise sevgiyi gerektirir. Bu üç kavramı birbirinden ayırmak mümkün değildir. Aksi takdirde lastiği patlak bir araba gibi oluruz: gideriz ama çok zorlanır, ardından diğer aksamlar da bozulmaya başlar. Ehemmiyetini anlamak için olumsuz sonuçları görmemiz mi gerekir?
Vücudumuz ve ruhumuz bile ilgi ister. Ruhun ilgisi, kişinin kendindeki açıkları ve zayıf yönlerini tespit etmesiyle mümkündür. İlgi gören ruh elbette ki yeşerecektir. Vücudumuz ilgiyle sağlıklı olacak, dışarıya da olumlu yansımalarla kendini belli edecektir. Peki, ilgi neyle oluşur? İşte burada ikinci efsunlu kavram olan bilgi devreye girer.
Bilgi nedir demeyeceğim çünkü Mümin Sekman’ın dediği gibi: “Bilgi beş harflidir, beşte dördü ‘ilgi’dir!” Önemsediğimiz her şey hakkında edindiğimiz doneler bilgi olarak değerlendirilebilir. Çiçeğe su verirken ne sıklıkta su ihtiyacı olduğunu bilmek, hangi vitaminlerin gerekli olduğunu öğrenmek; tüm bunlar bilgi içerir. Evdeki kedimizin günde kaç öğün ve hangi mamayı yemesi gerektiği, sokak hayvanlarını nasıl besleyeceğimiz, kuşların hangi yemleri sevdiği gibi hayati bilgilere ihtiyaç vardır.
Bir insanın ne ile mutlu olacağını, ruhumuzun neye muhtaç olduğunu bilmek; vücudumuzun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri karşılamak elbette ki mevcut bilgi ve yeterli ilgi ile mümkündür. Sevdiğimiz insanların neyle mutlu olacağını, ihtiyaçlarının neler olduğunu bilmek bilgi ile doğru orantılıdır. Bilgi, ilgi göstermeyi kolaylaştırır. Doğru bilgi, isabetli ilgiyle sevgiyi doğurur.
“İlgi, bilgiyi; bilgi, sevgiyi doğurur.”
Şimdi gelelim üçüncü efsunlu kavrama: sevgi. Bilgili bir ilgi gören çiçeğin açmaması için sebep yoktur. Zamanında nasıl beslenmesi gerektiğini bilerek ilgiyle beslediğiniz hayvanınızın sevgiyle karşılık vermemesi mümkün değildir. Hayatta tüm canlılar, bu üç efsunlu kavramla yoğrulduğunda, sorun denen kavramların en asgari düzeye indiğini gözlemlemek mümkündür.
Bu kavramların insan üzerindeki yansımasını düşündüğümüzde, bilgili bir ilginin karşılıksız kalmayacağını tahmin edebiliriz. Çocuğumuzun ne ile mutlu olduğunu bilirsek, ona göre ilgi gösterir ve sevgisini pekiştiririz. Dostumuzun hoşlandığı şeyler hakkında bilgi sahibi olduğumuzda ilgi gören bağ daha da güçlenir. Hayatınızı birleştirdiğiniz kişi hakkında bilgi sahibi olduğunuzda doğru ilgiyle sevgi pekişir ve sağlıklı bir noktaya ulaşır.
“Sevgide cömert, nefrette cimriyim.” – Y.K.
Bir diğer bakış açısıyla, “İnsan bilmediği şeyin düşmanıdır.” Demek ki bilmek sevmek için de bir sebeptir. Denize ilginiz varsa kayığa binmeyi seversiniz; kayığınızın neyle hareket edeceğini bilirseniz ilerlersiniz. Bilgisiz ilgi, kayıkta küreksiz kalmaya benzer; ilerleyemezsiniz. Kürekler yoksa, istediğiniz menzile çok sevseniz de ulaşamazsınız.
Birbirine girift bu tanımlar, yaşamın içinde puzzle’ın parçaları gibidir; biri eksik kalırsa resmi tamamlayamazsınız. Mahşerin atlıları kavramını duymuşsunuzdur. İlgi, bilgi, sevgi kavramları da bilinmesi ve ehemmiyet gösterilmesi gereken “yaşamın üç efsunlu kelimeleridir.”
“Sevgiyle dolup taşar gönlüm
Sevda imiş her bir derde çare
Her bir sevda bir ilgi, bir arzu
Bilgiyle büyür, gönülde açar.”
(Baki / Gazel)
“Aşk imiş her bir derdin devası
Bilgiyle süzülür her bir kelam
Dostluk olunca her şey güzelleşir
İlgiyle büyür, açar her bir çiçek.”
(Nedim / Beyit)
İlgiyle, bilgiyle, sevgiyle kalınız…