İlişki Yönetiminde Kendimiz

Gonca Özdemir 643 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

Eylül ayının gelişi ile bahar kapılarını hastalıklara açmıştı. Mevsim geçişlerinde yaşanan rahatsızlıkların bazıları duygu durum bozukluğu, depresyon, anksiyete (kaygı bozukluğu). Farkındalığı yüksek bireyler bu süreçte duygularını ve davranışlarını kontrol edebiliyorken, farkındalıkları düşük bireyler ilişkilerini yönetmekte zorlanabiliyor. Her mevsimin ayrı bir heyecanı, tadı vardır. Bunu hissedemeyenler ne yazık ki hayatına anlam verememektedir. Davranışlarımızı ve düşüncelerimizi ortaya çıkartan ilk yapı ailedir. Anne karnında hücre halindeyken beyin oluşmaya başlar ve genetik aktarımla 99 kuşaktan taşıdığımız bazı kişilik özelliklerine sahip oluruz. Aile ve çevre yönlendirmesi ile mizaç özelliklerimiz ön plana çıkar ve karakterimizi oluşturur. Her yaşın ayrı bir evresi vardır. Çocukların sosyal ilişkileri okul öncesi dönemde oluşurken, yetişkinler bu dönemi sağlıklı atlatamadıkları için bugün ilişki yönetiminde zorlanabilirler.

Çocuklar 2 yaşına geldiklerinde özgürleşme evresine girerler. Bu nedenle kediler aslana dönüşür. 3. Yaşa ön hazırlıktır bu durum. Aslanlaşmaya başlayarak arkadaşlarını kendileri seçer ve konuşmaya başlarlar. 4-6 yaş dönemleri kendi içlerinde oluşturdukları suçluluk kompleksiyle bilinir. Bu yaş aralığını sağlıklı atlatmanın yolu ise tutarlı ebeveynler ve anlaşılmanın verdiği mutluluktur. Zira bu dönemi mutlu atlatmayan gençlerimiz ergenlik sürecinde olumsuz düşünce ve davranışlara sahip olmaktadırlar. Bu nedenle de sosyal ilişkilerinde zayıflık yaşarlar. 7 yaş ve sonrası artık bir birey olduğunu hisseden çocuklarımızın önceliği arkadaşları olur. Bu dönemde arkadaş iletişiminde zorlanan çocuklarımızın ev içi güvenli alanda yoğun psikolojik baskıya maruz kaldıklarını gözlemlemekteyim. Çocuğunuzun arkadaşları ile problem yaşadığını fark ediyorsanız muhakkak bir uzman yardımı almalısınız. ‘‘Can çıkar huy çıkmaz’’ atasözünü kulaklarımızın duymadığını iddia edemeyiz. ‘‘İnsan yedisinde ne ise yetmişinde odur’’ atasözünü duymamamızın da imkanı yoktur. Bilim insanları atalarımızın bu sözlerinden ilham alarak, karakter analizi yapmışlar ve bu hipotezleri desteklemişlerdir. Her bireyin kendine has güçlü ve zayıf yönleri vardır. Çevresel faktörlerle oluşturulan karakterimizin yanı sıra genetik aktarımlarla bize ait olan huyumuzda vardır. Bilim derya deniz bir kapsama sahiptir. Buna rağmen DNA’larımızın %98‘inin nereden ve kimlerden aktarımlı oldukları hala açıklanamamıştır. Peki insanlar bizi nasıl tanıyor? İlişkilerimizi olumsuz etkileyen davranışlarımız neler? İlişki yönetiminde dikkat etmemiz gereken unsurlar neler?

İnsanlar Bizi Nasıl Tanıyor?

Toplum içerisinde belirli bir yerimiz vardır. Her topluluk içerisinde aynı kişi değilizdir. Kendimizi rahat hissettiğimiz kişiler tarafından esprili biri olarak tanınıyorken, kendimizi gergin hissettiğimiz kişilerin yanında öfkeli birey olarak tanınabiliriz. Bu noktada değinmemiz gereken şey gene farkındalığımızdır. Nerede, ne zaman, kim olmak istiyoruz bunu bilmeliyiz ve o an kendimizi bir aynada görmeliyiz. Bir idolümüz olmalı. Tarzımızı belirlerken, toplum içindeki yapımızı sorgularken kim gibi olmak istiyoruz bunu bilmeliyiz. İdolümüzün kişilik özelliklerini öğrenmeliyiz. Bazılarımız hayatta aile bireylerini örnek alırlar. Bazıları işe ünlü bir iş adamını, ünlü bir sanatçıyı, mahallede ki bakkal amcasını, evinde çok şeker olan komşu teyzesini. Olmak istediğimiz kişilerin karakter özellikleri ile kendi karakter özelliklerimizi ortaya koymalıyız. Böylece nasıl tanınmak istediğimizin farkına varabiliriz.

İlişkilerimizi Olumsuz Etkileyen Davranışlarımız Neler?

Öfke kontrolümüzü yitirmek, küsmek, yaşanan olay ve durumları gerçeğin çok daha üzerinde, abartarak anlatmak ve öyle kabul etmek, zarar vermek, eleştirmek, bencil olmak kısacası iyi niyetimizi kaybettiğimiz an ilişkilerimiz olumsuz etkilenir. İyi niyetin tanımına ve felsefesine sahip olmak gereklidir.

İlişki Yönetiminde Sahip Olmamız Gereken Unsurlar Neler?

İyi niyet, hoşgörü, sabır, olgunluk, farkındalıktır. Bu unsurları terk ettiğiniz zaman insanların size karşı davranışlarının da değiştiğini fark edeceksiniz.

Tüm bunları başarmakta ve yönetmekte zorlanıyorsanız bir uzman yardımıyla hayatınıza yön vermeli, bilinçaltında yatan gerçek kişiliğinizi ortaya çıkartmalısınız. Sevgiyle kalın…..

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Uzm. Psikolog
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version