İlişkilerde Haklı Olmak

Yeşim Şah Durgun 432 Görüntüleme 1 Yorum
2 Dak. Okuma

“Haklı mı olmak yoksa mutlu mu olmak istiyorsun?”

İlişkilerde tartışılan bir konu da “haklı olmak” konusu. Peki haklı olmak mı mutlu olmak mı istiyorsun?

Haklı olmak ve görüşlerinizi savunmak zihinsel enerjimizi kaybetmekle de kalmaz, aynı zamanda bizi hayatımızdaki insanlardan soğutur. Haklı olmak ya da karşınızdakinin haksız olması etrafımızdakilerin devamlı savunmada olması, bizim de kendi bakış açımızı savunmak için baskı oluşturur. Maalesef zaman zaman kendimizin karşımızdakinden haksız olduğunu ispatlama girişimlerine çok fazla zaman ve enerji harcarız.

Kendini haklı göstermeye çalışan ve bu amaçla sizin hatanızı sürekli söyleyen birine bugüne kadar hiç, “senin doğru olmadığını ispatladığında teşekkür edip, hatamı şimdi anladım” dediniz mi ya da siz birisini düzelttiğinizde ya da onların haklı olduğunuzu gösterdiğinizde size teşekkür edildiğini duydunuz mu?

Hepimiz görüşlerimizin saygıyla karşılanmasını ve başkaları tarafından anlaşılmasını isteriz. En büyük isteklerimizden bir tanesi de dinlenilmek ve anlaşıldımızı hissetmektir. Bu nedenle dinlemeyi öğrenmiş olanlar en çok sevgi ve saygı görenlerdir.

İnsanlar çoğu zaman karşısındakini düzeltme alışkanlığı olanlara gücenir ve onlardan uzak durur daha huzurlu, mutlu olmak için uygulanabilecek muhteşem bir strateji; karşınızdakilerin doğru olmanın zevkini ve zaferini yaşamalarına izin verin. Karşınızdakileri düzeltmeyi bırakın.

Bu alışkanlığı değiştirmek çok zor olsa da bunu başarmak için göstermeniz gereken sabır ve çabaya değecektir. Biri size bunun gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum dediğinde buna karşılık olarak, hayır demek yerine, burada daha önemli olan ya da buna benzer yüzlerce farklı düzeltme ifadesinden birini kullanmak yerine bırakın karşınızdakinin dediği olduğu gibi kalsın.

Böylelikle hayatınızdakiler daha iyi niyetli ve mutlu olacaklardır nedenini tam olarak anlamasalar da sizin tahminlerinizinden çok daha üzerinde size değer vermeye başlayacaklardır. Buna karşılık siz de insanların mutluluğunun bir parçası olmanın ve buna tanıklık etmenin ego savaşlarından çok daha iç huzurun zevkini keşfedeceksiniz. En derin filozofik inançlarınızdan ya da en samimi fikirlerinizden vazgeçmek zorunda değilsiniz.

Fakat bugünden itibaren çoğu zaman bırakın, karşınızdaki ‘haklı’ olsun.

Birbirimize kendi gerçekliğimizle değil, karşı tarafın gerçekliği ile bakmak dileğiyle.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Aile Danışmanı
1 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version