Hayat bir sınavdan ibaret. Bu büyük sınavın içinde nice sınavlar gizlenmiş.
Bizlere hayır gibi görünen bazen şer, şer gibi görünen de ise sayısız hayırlar gizli olabilirmiş.
Bu noktada tevekkül etmeli işte insan…
Bu bir imtihan diyebilmeli, Allah’tan gelen her şeye razı olabilmeli.
Ne kadar az şükrettiğini fark edebilmeli…
Bir musibet bin nasihatten iyidir derler ya hep başına gelince daha iyi idrak ediyor insan.
Nitekim daha bir kaç gün öncesine kadar sıradan hayatıma devam eden ben, ufak bir kazayla şuan da yürüyemiyorum. En ufak bir iş için bile bir başkasına muhtacım. Ne kadar da aciziz oysa. Ne kadar da muhtacız. Yine de insan insana muhtaçtır. Rabbim kimseye yük etmesin bizleri.
Öte yandan ne de çabuk sıkılıveriyoruz evlerimizde ne de çok şikayet ediyoruz bu salgın sürecinde oysa tabiri caizse yediğimiz önümüzde, yemediğimiz arkamızda. Evet durum tam olarak böyle…
Sağlıklıysak, sevdiklerimiz yanımızdaysa ya da mesafelere rağmen bir telefon kadar yakınımızdaysa, yiyecek ekmeğimiz, sıcacık bir yuvamız varsa daha ne diye şikayet edip daha fazlasını istiyoruz ki biz? Hem şükür nimeti, şikayet derdi arttırır derler. Hakikaten de öyle… Sabretmeli, şükretmeli, bolca dua etmeli.
Hem bak ne diyor İsra Suresi 11. Ayet’te:
“İnsan, hakkında hayırlı olacak şeyler için dua ettiği gibi şer olacak şeyler için de dua eder. Çünkü insan, çok acelecidir.” kendimize Kur’an-ı Kerim’in ışığını öncü edinmeli. Edinmeli ki, yolumuzu şaşırmayalım. Bir iş için elimizden gelen gayreti gösterdikten sonra Allah’a bırakalım neticeyi. Tevekkül edince Rabbim en güzel şekilde sonlandıracak diyelim. Her şeyin hakkımızda hayırlı olanını isteyelim. Kadere razı olan kederden emin olur. Hem bu dünya ne çok üzülmeye ne de çok sevinmeye gelmiyor. Dünyaya düşkünlük, her yerde rahatı aramak olmasın düsturumuz. Bu dünya bir imtihan yeri, zor olacak ki imtihan olsun. Bu şuurla yaşayalım. Ebedî aleme iyi hazırlanalım. Rabbim bizleri dünya ve ahiret sınavını kazananlardan eylesin. Dua ve selametle inşallah…