İnsanoğlu nasıl karışık bir varlık? Yaratıldığı günden beri sürekli çözülmeye çalışılan, tam çözüldü derken yeni bir özelliği ortaya çıkan varlık. Hayat zor deriz, evlilik zor deriz, çalışmak zor deriz… Aslında hiçbiri zor değil. Zor olan tek bir şey var ki o da ‘‘İNSAN’’
Tuhaf, mucizevi ve bir o kadar da harika bir canlı insanoğlu…
Aslında hem çok şey hem de hiçbir şey.
Hem çok sıkıntılı hem de çok rahat.
Hem çok sabırlı hem çok sabırsız.
Hem çok güçlü hem de çok aciz.
Hem çok bilge hem de çok cahil.
Hem çok sevgi dolu hem de çok şiddete meyilli.
Hem çok mutlu hem de çok mutsuz.
Hem çok şükürlü hem de çok şikayetçi.
Hem çok şifalı hem de çok hastalıklı.
Hem çok nefes veren hem de çok nefes kesen…
Böyle devam edebilir örnekler.
İnsanları hem çok seviyoruz hemde çok nefret ediyoruz hepsinden. Bazen bırak yanından ayırmayı elinde olsa alıp kalbine saklamak istersin. İşte bu şifa olduğu ve nefes veren özelliğidir. Seni mutlu eder, rahatlatır. Seni iyileştirir.
Bazen de ne kadar uzağa giderse o kadar iyi der uzaklaşmasını istersin. Yalnız kalmaya ihtiyacın vardır. O sana yaklaştıkça nefesinin kesildiğini hisseder, onu kırmaktan korkarsın. Şu an o sana şifa değil hastalık gibi geliyordur. O zaman sevdiğin insanı kendinden korumak için onunla şimdilik mesafeli olmalısın ki bir zaman sonra yine birbirinize şifa olabilesiniz.
İnşaallah bütün insanlık birbirine şifa olur. Nefes veren olur. İyileştiren, yaraları saran olur. Seven olur. Şükreden olur. Bilgili, bilinçli, düşünerek yaşayan olur. Aklı kullanan olur. Körü körüne yaşayan değil bu hayatın anlamını bilerek yaşayan olur. Buraya yemeye, içmeye, yatmaya, çalışmaya gönderilmediğimiz muhakkak.
Ama ne kadarımız bunun farkında olarak yaşıyoruz? Ne kadarımız şifa oluyor, ne kadarımız yeterince şükrediyoruz? Ne kadarımız hayatının her anını bilinçli yaşıyor, bilinçli düşünüyor?
Uzun uzun yazdım ki farkında olalım. Özet olarak ÖLÜM var. Bugün varız, yarın yokuz…