İnsani Melekeler ve Toplumsal Duruşa Dair Varlık Anlamı

Hülya Koç 459 Görüntüleme Yorum ekle
2 Dak. Okuma

İnsan, kökeni Arapça “ins” kelimesine dayanan ve “unutan varlık”[1] anlamını taşıyan bir terimden türemiştir. Bu benzersiz isimlendirme, insanın doğası gereği unutkan oluşunu ve yaşamın akışı içerisinde sürekli olarak hatırlatmalara ihtiyaç duyan varlık oluşunu vurgular. Böylece, insanın hem zaaflarıyla hem de öğrenme ve hatırlama kapasitesiyle tanımlanması, onun karmaşık ve derinlikli doğasına ışık tutar.

Çoğu zaman köklerinde bulunan anlamı yerine getirme telaşı içerisinde olacak ki şahsına yapılan onlarca iyiliği unutmakta hiç zorlanmıyor. Öyle görünüyor ki vefâ yoksunu insan, riyânın en son hâlini en ufak bir tereddüt duymadan cismine zerk etmekte.

Bu durum karşısında şaşkınlığını gizlemekte zorlananlar ise genelin o avam yapısına karışmamış kendisine bahşedilen insani melekeleri korumaya çalışanlardan sadece birkaçı diyebiliriz. En üzücü yanı, sayılarının var ile yok arasında olması aynı zamanda izole bir hayatı tercih ediyor olmaları yadırganacak bir neden değildi elbette.

Onların penceresinden baktığınız an, diğerlerinin dâhil olduğu girdap çok da iç içe yaşanılası bir görüntü sergilemiyordu. Bu nedenledir ki tercihlerine saygı duyuyor olmak üzmüyor, sadece asimile olmuş köklerimizin bir daha aynı intizam ile yeşermeyecek olması ümidimizi azaltıyordu. İnsana olan güven duygusunun bir hacmi yoktu nasıl olsa, vefakârlığı tartacak bir terazi de icat olmamıştı henüz, ahirete çok vardı…

Keşmekeş yaşayıp gidiyordu bazıları. O çorak yoksunluklarının ümidimizi azaltır nitelikte olması inancımızı köreltmiyor, bilakis çürütmeye çalıştıkları değerlere dört kolla sarılıyor, daha da özen gösteriyorduk. Böyle de olmalıydı insan.

Aslında bu sayede anlıyorsunuz, ekstra bir çaba içerisinde olmanıza hiç gerek yok. Ayırt edici özelliklere sahip olanlar ayrık otu gibi gösteriyordu kendini, size düşen ise onu bahçenizden temizleme kısmıydı.

Yüklerinden kurtulduğunda özgürdü insan aslında özgürlükte bir seçimdi, birkaç seçim arasından tercih edilen tek bir seçenekti belki de.

Sözün özü; Olgunluk yaş almak değildir. Yaşam dehlizinden geçerken, riyakâr insanların çıkarcı tavırlarını gördüğünüz evrede ki duruşunuzdur olgunluk, istisnasız üstlerini özenle çizmek de bir onurdur.


[1] Süleyman Narol, “İnsan Kelimesinin Kur’an’daki Genel ve Özel Kullanımları Bağlamında Meallere Eleştirel Bir Yaklaşım”, Bilimname 35(Nisan 2018), 477-504.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Hülya Koç
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version