Parkelerin üzerindeki sonbahar yapraklarına basa basa yürürken, biraz ileride; başı çöp tenekesinde, ayakları yerde olan bir insana ilişiverdi gözlerim. Şaşırıp kaldım. Uzaktan net bir şekilde göremediğim için, çöp tenekesine doğru yürüdüm. Eğilip çöpün içine baktım:
Kemikleri sayılabilen yaşlı bir kadın; bir eliyle çöpten çıkardığı havucu dişliyor, bir eliyle de çöpü karıştırıyordu; bir kedinin, bir köpeğin çöpü eşelemesi gibi…
“Neneciğim, ne yapıyorsun böyle?” diye sordum yumuşak bir ses tonuyla.
Yaşlı kadın korkuyla çıkardı başını çöp tenekesinden.
“Şey… kızım…” dedi . Ve çöpü karıştırmaya devam etti.
“Nene, çöpü karıştırmayı bırak, mikrop kapıp hastalanabilirsin…” dedim.
“Boş ver be kızım, biz hep çöpten besleniyoruz.” dedi.
“Al şu parayı ihtiyaçlarını karşıla,” dedim.