İnsanlar ve Kediler

42 Görüntüleme
3 Dak. Okuma

Kediler, insan yaşamının bir parçası olalı çok uzun zaman geçmiş olmasına rağmen onları anlamak, insanlar için her geçen gün yeni bir keşif olmayı sürdürüyor. Tabii bunda günümüzde onlarla daha fazla iç içe yaşamamızın da payı büyük. Artık neredeyse her eve girmiş olan bu şirin canlılarla bu kadar yakın ilişkiler kuruyor olmamızın en önemli nedeni de yaşadığımız çağ ile ilgili elbette. Bireyselliğin daha fazla ön plana çıktığı bu çağda gitgide daha fazla yalnızlaşan insanların yaşadığı mutsuzluk, duygu karmaşıklığı, çaresizlik ve huzursuzluk kedilerin hayatımızdaki önemini arttırdı.

İnsanlık tarihine bakacak olursak evcilleştirilen hayvanlar, binlerce yıl boyunca yaşamın her alanında bir amaca hizmet etmiştir. Köpekler, koruma ve bekçilik yapmış, inekler süt üretmiş, koyunlar yün sağlamış ve atlar binicilik için kullanılmıştır. Bu evcil hayvanların insan yaşamına kattığı katkılar, fiziksel ve somut ihtiyaçlar üzerinden şekillenmiştir. Ancak kediler, evrimsel tarihleri boyunca belirgin bir işlevsel rol üstlenmemiştir.

Kedilerin insan yaşamındaki varlıkları, işlevsel değil, duygusal bir alanla bağlantılıdır. Bunu şu çağda çok daha derinden anlayabiliyoruz ve bu canlıların bize neler kattığıyla ancak yüzleşebiliyoruz. Onlar, insanların duygusal dünyalarına dokunmak, yalnızlıklarını hafifletmek, streslerini ve kaygılarını azaltmak gibi işlevleri yerine getirirler. Bir kedinin mırlaması, bir insanın içsel dünyasına derin bir huzur getirebilir. Sadece varlıklarıyla, insanın yalnızlığını paylaşabilir, onlara sıcaklık, sakinlik ve güven duygusu verebilirler. Varlıklarıyla bize çok şey öğretirler: Yavaşlamayı, anı yaşamak için durmayı, güvenli bir liman bulmayı ve sevginin en sade halini. Kedilerin empati yeteneği, bu ilişkiyi daha da anlamlı kılar. Örneğin, bir insan zor bir gün geçirdiğinde, kedisinin sessizce yanına gelip kucaklaşması, tüylerinin hafif titreşimi ve rahatlatıcı mırlaması, tam olarak ihtiyaç duyduğu anlarda bir rahatlık sunar.

İnsanlar bazen sözcüklerle açıklamakta zorlandıkları duygusal durumlarına bir anlam arayışındayken, kediler, kelimelere ihtiyaç duymadan sadece varlıklarıyla, insan ruhuna dokunurlar. Bir kediye, “Sana ihtiyacım var” demek gerekmiyor, çünkü kediler bunu sessizce bilirler. Onlar, insanları sadece sevmekle kalmazlar; aynı zamanda hissettikleri her duyguyu, sahiplerinin iç dünyasını anlama kapasitesine sahiptirler. Kediler, bağımsızlıkları ile tanınan canlı olmasına rağmen sahipleriyle kurdukları ilişkide aslında bir tür ortak dil oluştururlar.

Kısacası bizler onları yakından tanımaya başlayalı çok da uzun zaman olmadı ama anlaşılan hayatımızda çok daha önemli yer edinmeye başladılar bile.


Konuk Yazar: Oğuzhan TURAN

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Misafir Yazar
Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version