Tüm dünyayı, özellikle de Ortadoğu ülkelerini yakından ilgilendiren İsrail-İran arasındaki gerilim, tabiri caizse it dalaşından farksız bir durumdadır. İran’ın sözde balistik füzeleri, İsrail’in Ortadoğu’da vahşet saçması için kendini haklı pozisyona getirmekten başka hiçbir işe yaramamaktadır. Birçoğu boş, birçoğu da boş arazilere atılan füzeler, kan emici İsrail’in yaptığı katliamları meşru bir hale getirmekten başka bir şey değildir. Kuruluşundan bu yana Avrupa ülkelerine kölelik eden İran, Ortadoğu’da her zaman Müslümanların aleyhinde kullanılan bir piyon olmuştur. İran her sıkıştığında, İsrail’in İran’a savaş uçakları ve mühimmat göndermesi tevekkeli değildir. İran-Irak savaşında da İsrail, gerek maddi, gerek manevi, gerekse de askeri anlamda İran’ın tam destekçisi olmuştur. Kurulduğu günden bugüne kadar tek bir gayrimüslim devletle savaşmamış olan İran’ın bugün, “İsrail’e savaş açtık.” nidalarına kargalar bile güler. İran yönetimi, kendilerini besleyen İsrail’in bir gün sınırlarına dayandığını görecek, lakin çok geç kalmış olacaklar.
İslam ümmetine bir fitne olarak doğmuş olan İran, zaten uzun yıllardır Ortadoğu’da yer alan ülkeleri itikad ve ahlak anlamında yok etmeye çalışmıştır. Bölge bölge, yer yer de bu hususta başarılı olmuştur. Özellikle son dönemlerde daha da yaygın olan Şii, Vahhabilik, Selefilik gibi batıl mezheplerin de ana merkezi İran olmuştur.
Tüm Müslüman devletlerin yıllardır ayakta uyuyup, İsrail’in yok olması için İran’dan medet umması apayrı bir utanç kaynağıdır. Her Müslüman ülke bir taş atmış olsaydı, zaten bugün İsrail diye bir varlık olmayacaktı. Tüm Müslüman devletlerin Filistin’i koruması için İran’dan medet umması, kuzuyu kurda teslim etmekten başka bir şey değildir. Kadir Mısıroğlu’nun, “İran’da güneş doğsa, şemsiyenin altına saklanın.” sözü, İran’ı tam olarak tanımlamaktadır.
Türkiye de içinde olmak üzere bu bölgede yer alan bütün ülkeler, Yahudilerin arz-ı mevud olarak adlandırdığı kutsal toprakların sınırları içinde yer almaktadır. Evet, bugün Filistin ve Lübnan vuruluyor ama bu savaş burada sona ermeyecektir; onların isteği, bu bölgedeki yani arz-ı mevuddaki tüm topraklardır. Bunun için de her şeyi yapıyorlar. Biz ise evlerimizde oturup İran’ın boş füzelerini izliyoruz. Şu an Hamas’ın göstermiş olduğu direnişin yüzde birini diğer Müslüman devletler de göstermiş olsaydı, İsrail yeryüzünden çoktan silinmiş olacaktı. Bu hususta Hamas’a sadece zaman zaman Hizbullah destek vermektedir.
Bir an önce tüm Müslüman ülkeler kendine gelip, Ortadoğu’daki İsrail vahşetini durdurmalıdır. İsrail’in Lübnan’dan sonraki durağının Türkiye olmayacağını kim garanti edebilir?
Allah ülkemizi, vatanımızı, ümmetimizi ve tüm Müslüman devletleri korusun.