İş Hayatında Kadın Olmanın Zorlukları

Mustafa Öztürk 445 Görüntüleme Yorum ekle
5 Dak. Okuma

Kadınlar hem bireysel yaşantılarında hem de mesleki hayatlarında erkeklerin onların önüne çıkardığı ve ne olduğu bilinmeyen engelleri aşmak zorundalar.

Cinsiyet eşitsizliği özellikle iş hayatında oldukça dikkat çekici bir durumda bulunuyor. Bunun en belirgin noktalarından biri de maaşlar konusunda, kadınlara halen erkek meslektaşlarına göre daha az maaş ödeniyor. Hem özel hem de mesleki yaşantıları arasındaki denge ile ilgili olarak da aynı durumun geçerli olduğunu gözlemlemekteyiz.

Birleşik Krallık’ta, gazetelerin zaman zaman ilk sayfalarında bu konu ele alınıyor. İngiliz günlük gazetesi ‘’The Guardian’’ son zamanlarda mesleki alanda kadınların yaşadığı ayrımcılığın altını çizdi. Benzer diplomaya sahip bir İngiliz hemşire mesleğinin ilk yılında erkek meslektaşlarına kıyaslandığında daha az maaş almaktaydı. Bunun tespit edilmesi ile en az bir çocuğa sahip erkek ve kadın arasındaki maaş farkının neredeyse yüzde ondörtlere kadar çıkmış olduğunun belirlenmesi ilginç bulunmuştu.

Brezilya’da ‘’plus 55’’ isimli internet sitesinin yapmış olduğu araştırmaya göre söz konusu eşitsizlikler bu ülkede de devam ediyor. Ülke başkanlığına Dilma Rousseff’in getirilmesine rağmen kadınlar ve erkeklerin maaşları kıyaslandığında, kadınların erkeklerin kazandığının ancak yüzde altmış sekizi kadarını kazandığı ortaya çıkmış bulunmakta.

Bu ayrımcılıkla savaşmak için ‘’Financial Times’’ gazetesi muhabiri Sarah O’Connor maaşların eşitsizliğinin sebepleri üzerinde daha fazla inceleme yapılmasını talep ederken şunları söylüyor:

‘’Bu farklılığın neden kaynaklandığını ve buna nasıl bir çözüm bulunacağını (ya da bulunmayacağını) ne zaman ortaya çıkaracağız. Cinsiyetler arasındaki bu maaş farkı dile getirildiğinde ise işverenler hemen şu tepkiyi veriyorlar: Lütfen maaş bordrolarınızı gösteriniz.”

Özel yaşam ve mesleki yaşamın birbiri ile barıştırılması

Hem anne olup hem de kariyerine devam etmesi bir kadın için oldukça zor. Almanya’da erkekler ile kadınların ebeveynlik izni karşılaştırıldığında, kadınların çocukları ile ilgilenmek için erkeklere kıyasen doğumdan sonra dört misli daha fazla ebeveynlik izni kullandıklarını ortaya koymuş. Kadınlar tarafından ebeveynlik izni için alınan ortalama süre onüç ay, erkeklerde ise bu süre dört aydan daha da az.

Avustralya’da yapılan bir araştırmaya göre ise iş hayatında duygusal ilişki yaşanması durumu, hiyerarşide daha aşağı bir pozisyonda bulunmalarından dolayı kadınlar için çok daha riskli bir durum taşıyor. Bu araştırmayı yapan kişi RMIT de Melbourne üniversitesinde antropolog olarak ders veren Larissa Sandy. Kendisi bize konu ile ilgili şu bilgileri aktarıyor:

Sahip olduğunuz cinsiyet Avustralya’lı şirketlerin çoğunda yetkilerin nasıl dağıtılacağını da belirlemektedir. Erkekler, kadınların üzerinde sorumluluk ve güç kullanımı gerektiren tüm pozisyonların büyük çoğunluğunu elinde tutuyor. İş hayatında yaşanan aşk ilişkileri bunun sebebi, sonucu ve bu yetki ilişkilerinin mekanizması olabilir. Hatta bu saydıklarımız bu şekilde yapılandırılıp biçimlendirilmiş olabilirler. Sahip olduğumuz şirketler, erkekler için, onların arasında da elit kesime ait olan erkekler düşünülerek tasarlanmıştır. Tarihsel sürece bakıldığında da şirketlerin büyük çoğunluğunun erkekler tarafından domine edilmiş olduğunu görürüz.”

Kadınlar lehine olan girişimler

Birçok hükümet, üniversite ve şirket bu eşitsizliklerle savaşmak ve kadınlara yeni sorumluluklar verip onların kendilerini yenilemesi için bazı programlar hazırladı.

Sektörde kadınlara yönelik işgücünü artırmak isteyen desteklere örnek olarak Kanada, Avustralya ve İsrail’deki high-tech alanı gösterilebilir. Burada söz konusu olan her şeyden önce yeni teknolojiler alanında atılım yapmak isteyen bir çok kadını engelleyen oto sansürü kırmaktır. Kanada Kalkınma Bankası (BDC) yatırım şubesi kadınlar tarafından yönetilen şirketlere 50 milyon dolar yatırım yapacağını açıklamıştı. Şirket kuruluşu hizmetlerinde bulunan kuruluşlr kadınlar tarafından getirilen projelere ulaşılmasını kolaylaştırıyorlar. Blackbird Ventures şirketinin Avustralya Starmate programı, başlangıçta var olan ve kadınların işe giriş yapmasını engelleyen bazı engeller için seçme kriterlerini gözden geçirmeye karar verdi.

Starmate üyesi olan Samantha Wong için önyargılarla savaşmanın bir yolu da şu olmalıdır:

‘’Kadınların erkekler tarafından bırakılan alanlarda şirket kurduklarını düşünmemek gerekir, bu tamamen bilinçsizce ifade edilmiş bir önyargıdır.”

Buna paralel olarak bazı hükümetler ise kadınlar tarafından şirket kurulmasını desteklemektedirler. Belçika’da olduğu gibi, ülkenin ekonomi bakanı Didier Gosuin, kadın girişimcilerin desteklenmesi kararı almıştır. Ayrıca, şirket kurulumuna dahil olan aktörler cinsiyet sorunlarına oldukça duyarlıdırlar. Kadınların işletme, teknoloji, mühendislik veya matematik gibi girişimcilikle ilgili eğitim kursları almaları teşvik edilmektedir.

Bu kapsamda ticaret okulları, öğrenci profillerini çeşitlendirmek adına kadına yönelik teşviklerde bulunuyorlar. Örneğin Edimbourg üniversitesi, adayları desteklemek için kabul süreci boyunca bir ilişki yöneticisini işe aldı ve kadınlar için burs finansmanı planları hazırladı. Aynı zamanda, programı öğrenmesi için daha fazla iş kadını istihdam edildi. Bu kişilerin de öğrencilerin kendilerini takip etmesi adına birer örnek teşkil etmeleri gerekir.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Minimalist Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version