İskandinav Ormanlarında

95 Görüntüleme
3 Dak. Okuma

Konuk oldum sincap kovuklarına
Bezeli, hüznün yol ayrımlarıyla;
Göğün mavi akınlarına muhafız,
İskandinav ormanlarında…

Sığındım sincap kovuklarına;
Temaşa edip asırlardan haber
Veren çizgileri,
Bilge ağaçların bedenlerindeki.
Vardım farkıma;
Buldum gölgelerini kurumuş dallarımın,
Yıllara diz çökmüş gözlerimle
İskandinav ormanlarında…

Geceledim sincap kovuklarında,
Mihmandarlığıyla ulu bir çamın;
Güz yapraklarının saklı armağanlarıyla,
Kozalak kokan bir evde,
Haşarı arzularıyla sığınaksız ruhumun.
İzledim geceyi ürkek bakışlarımla;
Duydum soluğunu,
Karlar Kraliçesi’nin
İskandinav ormanlarında…

Bekledim sincap kovuklarında,
Çocuksu düşleriyle ihtiyar ruhumun;
Kalbimin topraklarına gömeceğim
Kışlık umutları,
Bir sincabın pençelerinden.
İskandinav ormanlarında…

Tüm dünyada, en sırlı ve esrarengiz yerlerin başında İskandinav ormanları gelir. Burada insan, Robert Frost’un ‘‘Gidilmeyen Yol’’ şiirinde anlatıldığı gibi yaşamsal ve düşsel bir yol ayrımına gelir. Bu ormanlarda gezintiye çıkmak ve ormanın yeşil kollarına teslim olmak, yeşilliğin sonsuzluğunda kaybolmak anlamına gelir adeta. Karşılaşılacak yol ayrımları ve düşülecek karmaşık zihin hali, dünyanın diğer bazı bölgelerindeki olumsuz neticelere duçar etmez kişiyi. Zira bu ormanlarda gidilecek her yol ve teslim olunacak her ağaç, kişi için, cennetin farklı köşelerinde gezmek ve düşlerini arındırmak manasını taşır.

Hiç şüphesiz, bu ormanlara renklilik katan canlıların başında sincaplar gelir. Sincaplar bütün gün seyrüsefer içerisinde olarak ve hem ağaç dallarında hem de yerlerde yiyecek arayarak, bunları kovuklarına taşımanın telaşesi içerisine girerler. Bilhassa, sonbahar mevsiminde, ormanın tenini kaplayan yaprakların içerisine suya dalar gibi dalan sincaplar, onları kışa hazırlayacak orman mahsullerini tıpkı bir izci gibi ararlar. Sincapların kovukları ise kişinin ormanın sesine ve ruhuna kulak vermesini sağlayacak bir gözcü kulesi niteliği taşır. Bu kovuklara dikkat kesilmek ve bu kovuklarda gecelemeyi düşlemek, kişiye hiç bilinmeyen lezzetli hayaller sunar.

Bunların yanı sıra, İskandinavya ormanlarında kışın gelmesiyle birlikte her yeri adeta beyaz bir tülün kaplamasına mukabil olarak mitolojik esintiler zuhur eder. İskandinav mitolojisinde sıkça adından söz ettiren Karlar Kraliçesi, işte bu ak manzaranın müsebbibi olarak anılır ve doğayı saran ak kıyafet, Karlar Kraliçesi’nin bedeni ile özdeşleştirilir. Kışın en çetin zamanlarında vuku bulan kar fırtınaları ise yine mitolojik açıdan Karlar Kraliçesi’nin soluğu olarak telakki edilir. Böylece, kış mevsiminde bu ormanlarda dolaşırken Karlar Kraliçesi’ne tesadüf etmek işten bile değildir.

Netice olarak, her mevsim ayrı bir ruha bürünen İskandinav ormanları, insana enfes görsel şölenler sunar. Bu şölenlerin mimarları ve mihmandarları olarak çam ağaçları, sincaplar ve nitekim Karlar Kraliçesi söylenebilir. Bu ormanlarda, yaşınız ne olursa olsun ruhunuz hep çocuk kalır ve kalbiniz çocuksu hayallerle bezenir.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version