Herkes o kadar iyi o kadar haklı ve o kadar kalbi temiz ki, bunca kötülüğün nasıl olduğuna şaşırıyor. Çok enteresandır ki, kime sorsan benim kalbim temiz der. Ben iyi niyetliyim der ve hep haklıdır insan. Mantıken baktığında herkes bu kadar iyi ise eğer mutlak bir pozitif enerjinin açığa çıkıp dünyanın dev bir sevgi ve iyilik yumağına dönüşmüş olması gerekiyordu. E ama üzülenler var, canı yananlar var. Bu işte bir terslik yok mu?
Kimse salt iyi değil çünkü. Kıskançlık, öfke, haset gibi insani duyguları barındıran bünyede çok iyi olmak için önce o duyguları sağaltmak gerekir. Bir tane iyilik yapıp bin tane kalp kırarsan sen iyi falan olmazsın. Bana göre artık gerçek iyi insan, yaşadığımız bu yüzyılda yok denecek kadar azdır. Ama baktığında hepimiz kendimizi çok iyi insan kategorisine koyarız. Öz eleştiri yapmak işimize gelmez. Başını secdeden kaldırmayan, türbelerden çıkmayan insan; Allah’ın gözüne girmek için sarf ettiği çabayı onun yarattığı kul için göstermez. Hak yer, yalan söyler, kırar döker ama sonra gider iki rekât namaz kılar. Vicdanen kendini ayrıcalıklı zanneder. E ama sen kötüsün! Kendini bunlarla iyi insan kategorisine sokabilirsin fakat Allah’ı kandıramazsın.
Devir öyle bir devir ki hiçbir şey gizli değil. Teknolojinin nimetlerinden son damlasına kadar faydalandığımız için yaptığımız her iyiliği her ibadeti ya da yalandan gösterdiğimiz hassasiyetleri sosyal medya denen küçük kutucuklardan tüm insanlığa göstermemiz lazım. Yoksa kabul olmaz. Sosyal medyada canım cicim gerçek hayatta tu kaka! Bu şekilde o kadar çok insan var ki. En çok ben iyiyim, en çok ben dünyadaki savaşlara kötülüklere tepki gösteriyorum, eşimi, annemi vs. en çok ben seviyorum. Ağdalı cümlelerle paylaşılan tüm yalan hassasiyet tiyatro gösterilerine ancak onun hakkında bir fikri olmayan o insanı tanımayanlar; inanabilir. Oysa yakın çevresi tüm bu sahtelikleri gördükçe oradan koşarak uzaklaşıyordur bu tür insanların.
Hani derler ya ‘Dünya iyi insanların hatırına dönüyor’ diye. O gerçek iyi insanlar illa ki var. Ve Dünya’nın hala dönüyor olması o iyi insanların hatırına değil de yaptığımız hataları telafi edelim, öldükten sonraki gerçek hayata tam manası ile ‘iyi bir insan’ olarak gidebilelim diye yüce Yaradan’ın verdiği süreden ötürüdür.
‘‘Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır. Biz sizi, gerçek değerinizi ortaya çıkarmak için şerle de hayırla da imtihan ediyoruz. Sonunda zaten bize döneceksiniz.’’ (Enbiyâ / 35. Ayet)