Kabul edebilmemiz, problemlerimizden kaçmayıp, bastırmayıp negatif durum ya da duygularımızı belli bir süre, kısıtlı bir zaman diliminde kendimize uğrayan bir misafir gibi değerlendirebilmemiz anlamını taşır. Burada önemli olan, sorunlarımızın mevcudiyetini kabullenmemiz ve inkâr etmememizdir. Bu kavramı, hoşumuza gitmeyen duygu ve düşüncelerimizden uzaklaşmaya çabalamayı bir kenara bırakıp deyim yerindeyse bu “tatsız misafire” yer açabilmemiz olarak ifade edebiliriz.
Metafor üzerinden şöyle anlatabiliriz; sevdiklerimizi davet ettiğimiz bir kutlama yapıyoruz, tüm yakınlarımızla bu partide çok eğleniyoruz derken… hiç sevmediğimiz biri kapıya dayanıyor ve bizden izinsiz içeriye geçiyor ve de herkese rahatsızlık veriyor. Biz o davetsizi tutup kapı dışarı ediyoruz ve kaldığımız yerden eğlenmeye devam ediyoruz. Sonra kapımız tekrar çalınıyor ve gelen yine o, yine aynısını yapıyor, yine biz onu partiden atıyoruz. İçeriye geçiyoruz ama kapı hemen ardından bir daha çalınıyor. Şu aşamada onunla tartışıp tadımızı kaçırabiliriz ya da onun içeriye geçişini engelleyebilmek için dışarıda bekleyip kendi kutlamamıza katılmamış olabiliriz. Daha işlevsel olan diğer seçeneği seçersek, o davetsiz misafirin içeriye geçişini kabul edebiliriz ve böylelikle kendi eğlencemize bakabiliriz. Onun varlığını kabul edebilmemizle birlikte onunla uğraşmak yerine partimizin tadına varabiliriz. Russ Harris’in aktarmış olduğu bu metaforda bahsi geçen misafir belki de zannettiğimiz kadar kötü değildir ve belki de çok daha eğlenceli hale gelecektir.
Hoş olmayan durumlarla savaşmak yerine gerçekte olanı kabul edebilmemiz ve “anda kalabilmemiz” çok değerlidir, bize iyi oluşun kapılarını aralar. Kötü giden olayları caddeden geçen otomobiller gibi varsayıp gelip gitmelerine izin verebilmemiz, o otomobillerin geçici olduğunu yalnızca sınırlı süre için bizim caddemizde bulunduğunu kabullenebilmemiz o kötülüğün acısına takılı kalmaktansa iyiliğe, sağlığa odaklanabilmemizi beraberinde getirir. Ellerimiz sorunlardan yumaklarla kaplıyken kendimiz için güzel ve yararlı işlerle nasıl tam anlamıyla meşgul olabiliriz ki? O sorun yumaklarını kabul edelim, hayatımızda yer açalım. Kabul etmemiz gereken neler var ve nasıl “kabul” evresine gelebiliriz, kendimizi yoklayalım.
Esenlikler diliyorum.
Güzel bir makale olmuş canım eline kalemine yüreğine sağlık..
Seni canı gönülden tebrik ediyorum ve Başarılarının devamını diliyorum sevgiler selamlar… ??
Teşekkür ediyorum Birsen ablacığım, bilmukabele?
Çok güzel yazmışsın canım bize ışık olmaya hep devam et güzelim başarılarının devamını diliyorum
Ayşegül ablacığım çok teşekkürler nazik yorumun için?