Kadın ve erkek yasalar ve fırsatlar yönünden eşit haklara sahip olabilir ve olmalıdır. Ancak kadın ve erkek biyolojik, psikolojik, duygusal ve fıtrat açısından eşit değildir, çünkü genleri, beyni, duyguları ve yaratılış özellikleri farklıdır. Bu farklılıklar birinin diğerinden üstün olduğu anlamına gelmez, sadece birbirlerini tamamladıkları ve birbirlerine muhtaç oldukları anlamına gelir. Kadın ve erkek bir bütünün iki eşit parçasıdır. İnsan olma yönüyle kadın ve erkeğin eşit yarımlar olduğunu ifade eder. Kadın ve erkek arasındaki eşitlik, birbirlerine saygı, sevgi, anlayış ve uyum göstermeleri konusunda olabilir.
Kadın ve erkeğin neden eşit olamadıklarını anlayabilmemiz için aralarındaki farklılıkları bilmemiz gerekir.
Kadın ve erkeğin ruhsal ve psikolojik farklılıkları şunlardır:
Kadın ve erkek, beynin farklı bölgelerini farklı şekilde kullanırlar. Kadınlar daha çok sağ beyin, erkekler ise daha çok sol beyin aktivitesi gösterirler. Bu da kadınların daha duygusal, sezgisel, yaratıcı ve sanatsal; erkeklerin ise daha mantıklı, analitik, matematiksel ve mekanik becerileri olduğu anlamına gelir.
Kadın ve erkek, iletişim kurma biçimleri de farklıdır. Kadınlar daha çok konuşarak, duygularını ve düşüncelerini ifade ederek iletişim kurarlar. Erkekler ise daha az konuşarak, eylemleriyle ve beden diliyle iletişim kurarlar. Kadınlar daha çok empati kurma, erkekler ise daha çok problem çözme becerisine sahiptirler.
Kadın ve erkek, stresle başa çıkma yöntemleri farklıdır. Kadınlar stresli durumlarda daha çok sosyal destek ararlar, arkadaşlarıyla veya aileleriyle konuşarak rahatlamaya çalışırlar. Erkekler ise stresli durumlarda daha çok yalnız kalmayı veya fiziksel aktivite yapmayı tercih ederler.
Kadın ve erkek, hormonların etkisiyle ruhsal değişimler yaşarlar. Kadınlar adet döngüsüne bağlı olarak duygu durumlarında dalgalanmalar yaşarlar. Erkekler ise testosteron seviyelerine bağlı olarak saldırganlık, rekabetçilik veya cinsel istek gibi davranışlarda değişimler yaşarlar.
Bu farklılıklara rağmen evlilikte denge, çiftler arasında saygı, sevgi, anlayış, uyum ve cinsellik gibi unsurların sağlıklı bir şekilde yürütülmesi anlamına gelir. Evlilikte denge kurmak için bazı ipuçları şunlardır:
Eşler birbirlerinin ihtiyaçlarını, duygularını ve düşüncelerini dinlemeli ve önemsemelidir.
Eşler arasında iletişim açık, dürüst ve yapıcı olmalıdır. Sorunlar karşısında çözüm odaklı yaklaşılmalı ve suçlama yerine anlayış gösterilmelidir.
Eşler birbirlerine güvenmeli ve sadık olmalıdır. Eşlerin özel hayatlarına saygı duyulmalı ve gereksiz kıskançlıklardan kaçınılmalıdır.
Eşler birlikte kaliteli zaman geçirmeli ve ortak ilgi alanları bulmalıdır. Eşler birbirlerine sürprizler yapmalı, romantik ve eğlenceli anlar yaşamalıdır.
Eşler cinsel yaşamlarına önem vermeli ve cinsel uyum sağlamalıdır. Cinsel istek ve beklentiler karşılıklı olarak paylaşılmalı ve tatmin etmelidir.
Sonuç olarak denge kadın ve erkeğin birbirini tamamlamasıyla sağlanır, tıpkı matematikde ki yüzde hesabı gibi . Herhangi bir konuda biri yüzde yirmiyse diğeri yüzde seksen olmalı, biri yüzde kırıksa diğeri yüzde altmış olmalı, böylece bütünlük sağlanmış olur.
Cok dogru bir yaklasimla ele almissiniz konuyu,tebrikler harika bir yazi dizisi👌👌
Teşekkür ederim ☺️ Selma hanım