İnsanlığın özü, derinlikli bir terazide tartılır; fazlalıklarımızla değil, eksikliklerimizle değerlendiriliriz. Hayat, kafamıza takıp da büyüttüğümüz her şeyle şekillenir. Öyle ki, dertlerimize düşürdüğümüz gölgeler, umutlarımızı örter; sevgiyi kaybedince, yerini sessizce kaygılar alır. Bu yüzden, aklımıza ve kalbimize neyi buyur ettiysek onun hayatımızı yönettiğini görmezden gelmeyelim.
Bir düşünceyi içimizde beslersek, o düşünce zamanla bir gölge gibi hayatımızın her köşesini kaplamaya başlar. Sevgiyi çoğaltmak istiyorsak, önce kendi yüreğimizdeki sevgi kıvılcımına sıkı sıkıya sarılmalıyız. Sevginin öyle bir gücü vardır ki, insanlığımızı kaybetmemek için ihtiyaç duyduğumuz sabrı, hoşgörüyü ve huzuru bize sunar.
Net olun, içten olun. Fazlalıklardan arının; yüklerinizi hafifletin. Herkes sizi anlamasa da, az sayıda insan bile olsa sizinle olanların saf insanlık halesinde olduğuna inanın. Gerektiğinde nice insanları kaybetmek pahasına insanlığımızı korumayı başarmalıyız. Çünkü insan, kalbiyle yaşar; kaybettiği insanlarla değil, kaybetmediği insanlığıyla var olur.
Bu dünyada elimize ne geçerse geçsin, kaybetmeyeceğimiz tek şey insanlığımız olsun. Zira insan, hayat yolunda derdini kucaklarken, o derdi insanlığının tarlasında eker. Gözyaşıyla sulayıp dua ile büyütür. Çoğaltmak istediğimiz şeyin ne olduğunu sorgularken kendi içimize bakmayı unutmamalıyız: İçimizdeki insanlığı kaybetmeden yürümek için gerekirse herkesi geride bırakmaktan çekinmeyelim.
“Kafanda Ne Varsa Hayatına O Düşer.” Diyorum ki, hayatın bize sunduğu şeyler, kafamızda döndürüp büyüttüğümüz düşüncelerin bir yansıması. O yüzden özenle seçmeli insan kafasında neyi çoğaltacağını; sevgiyi mi yoksa huzursuzluk veren o karmaşık hisleri mi? Kalbinde taşıdığı her bir duygunun, zamanla hayatında filizlenip büyüyeceğini bile bile insan kendine şunu sormalı: Sevgiyi çoğaltarak mı devam etmeli, yoksa kalbini karartan şeyleri eksilterek mi? Hayatımızdaki insanların sayısından çok, insanlığımızın değerini büyütmeyi bilmeliyiz. Dost mu kaybediyoruz, bırakın gitsin. Ama insanlığımızı kaybetmeyelim, çünkü bizi var eden asıl değer odur.
Olur hemdem-i aklın neyse canında, (Kafanda neyi taşır, büyütürsen)
Çeker sûreti âlemde her bir anda. (Hayatında o çıkar her an her yerden)
Dilinde sevgi, kalbinde merhamet var, (Dilinde sevgi, kalbinde merhamet olsun)
O ki insan, bu yolda ârifân olur şânda. (Ancak o zaman insanlığa erersin)
İşte size arz ettiğim dizelerimde, insanın aklında ne varsa, neyi tutarsa hayatında da onu bulacağını; sevgiyi dilinde ve merhameti kalbinde taşıyanların gerçek anlamda insan olabileceğini anlatmaya çalıştım.