Sevmek tek başına yeterli mi? İçi boşaltılmış sevmeler elbette ki tek başına yeterli değil. Sevme eyleminin yanında güven, saygı, anlayış ve yeri geldiğinde fedakârlık menüsü de sunulmalı, yoksa kalp kuru sevmelerle tatmin olmayacaktır!
Zira sevme işini herkes yapıyor zaten; mesele severken güzel sevmek, incitmekten imtina etmek, hassasiyetleri göz önünde bulundurmak. Bağlılığı, sadakati “seni seviyorum” cümlesinin karşılamadığı günümüzde “güven”in “acaba”lara kurban verildiği bir ilişki de sağlam olmuyor, sonrasında şüphenin sarstığı bir ilişki de kısa vadeli oluyor ne yazık ki.
Suda köklendirmeden toprağa dikilen bitki hayata tutunamaz. Velhasıl güvenle kök salmamış bir sevginin de ömrü kısa olur. Sevgi kendisi için çaba sarf eden toprağa kök salar.
Sözlerin ehemmiyetini yitirdiği günümüzde davranışlar revaçta. Yani söz gümüşse, davranış altın.
Cerrahın elinde de bıçak var, katilin elinde de. Demem o ki sevmesini bilmeyen de sevdiğini söylüyor, sevmesini bilen de. Bundan mütevellit sahip olunandan çok sahip olduğunla ne yaptığın önemli. İyi günde lisanından inci gibi sevgi sözcükleri dökülen bir kişi iş emek vermeye gelince, zorluklar karşısında ya da fedakarlık yapması gereken durumlarda lal kesiliyor.
Çaresizliğinizle baş başa bırakılıp güçlüklerle tek başınıza mücadele vermek zorunda kaldığınızda anlıyorsunuz ki sunulan sevgi size değil, ihtiyaca odaklı!
Kırgınlığında sessizlikle cezalandırılanın iyileştiğinde sessizliği ağır olur! Yaralarını tek başına saran için onun yalnız iyileşmesine göz yuman biri, cenaze hükmündedir o saatten sonra!
Değer veren birlikte iyileşmek ister. Çabasız ilgi geleceğe bileti kesilmemiş mutluluktur.
Gerçek sevgi hesap tutmaz…
Gerçek sevgi kalbi şüpheye düşürmez…
Gerçek sevgi “acaba” dedirtmez…
“Neden”i, “niçin”i olmaz gerçek sevginin…
“Ama”larla oyalayamazsın hakiki bir sevgiyi…
Son tüketim tarihi yoktur mesela… Kullanıp atacağın tek kullanımlık aperatif de değildir.
Yapay sevgiyi kabul etmez asla kalp, eğreti durur…
“İmkansızlığa” yer bulamazsın gerçek sevgide çünkü taşı sıkar suyunu çıkarır yürekten seven, sevdiği için.
Bahaneler sevgisi yetersiz olanların yalanıdır. Bahaneye sığınılmış her sevgi biraz biraz umuda küser her bahanede.
Örneğin zaman kavramı anlamını yitirir, meşguliyet işlemez gerçek sevgide. Zamanın ayrıldığı değil zaman yaratıldığı bir eyleme şahit olursunuz.
Sevmeyi toprak gibi nadasa bırakamazsın örneğin. Ateş harlanmazsa söner küle döner, sulanmayan çiçek kurur. İhmal edilmiş her şeyin bozulma gibi bir huyu vardır.
“Bir sevgiyi ilgi başlatır, sevgi büyütür, çabasızlık öldürür.” Sen sadece severek diri tutamazsın karşındaki kişinin sana olan sevgisini. Gayretin yoksa büyüttüğün sevgi zamanla küçülür hatta yok olmaya mahkum olur.
Sevgiyle pazarlığa da oturamazsın kesinlikle yahut beklemeye alınan, ertelenen bir şey değildir sevgi. Sen özleneceğini, kıymetinin anlaşılacağını sanırsın halbuki kalp, yokluğuna alıştığı kalpten aheste aheste soğur ve bir daha baharı getiremezsin üşüyen o yüreğe!
Kaldı ki sevgi, bahane bulanın değil emek verenin yüreğinde çiçek açar.
Kısaca hakkını veremeyeceğiniz sevmelerde kulaç atmayın ve sahip çıkamayacağınız kalplerin hakkına girmeyin.
Vefa ehliyle geçirilen zemheri, vefasızın baharı ile değişilirse o yürek bir ömür üşür.