Öyle bir dokuyla işledim ki seni,
İplikler birbirinden özenle dizili,
Yâdın şimdi harelerimdeki yangının sebebi,
Mazi dokundukça titrer,
Derdi dûçar ağlarında bu ahbelin dizleri,
Kanaviçe, kanaviçe…
Sonbahar kıskandı yâr söktüğünde yeli,
Güneşten yazdan yüz çevirdim seni bildim bileli,
Kanaviçe, kanaviçe…
Fazla lafın aşık kişiye beyhude olduğunu,
Suskun dillerine düştüğümde öğrendim.
Gözlerin açık ediyordu gönül haneni,
Kanaviçe, kanaviçe…
Baharın coşkusu içimde kaldı.
Davullar zurnalar meydanda kaldı.
Seni sevdiğim günden beri,
Kırk gün, kırk gece çaldı.
Kanaviçe, kanaviçe…
Yâr koydum tezenemin adını,
Parmaklarım nasırlaştıkça,
Hasret düdüğü çaldı.
Kanaviçe, kanaviçe…
Ayrılık trenleri kalktı.
Seher oldu, vuslat beklemeye daldı.
Canımdan gitmeyen can mı kaldı.
Sızlamayan yanımı,
Benden saymadım.
Kanaviçe, kanaviçe…
Aşk-ı vuslat bir yolcudur,
Bir benim garımda inmez,
Hasım kesilmiş bir toycudur,
Toprağa sevdalı, dönmez geriye,
Kanaviçe, kanaviçe…