Kandırılma

İlaha Guluyeva 2.3b Görüntüleme Yorum ekle
3 Dak. Okuma

İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten daha kolaydır… (Mark Twain)

Bir de küçük adamlar, küçük kadınlar var… Çocukken büyüyen; çocukken büyüklerin sorumluluklarını taşıyan minnacık kalpli adamlar… Ya küçükken bir sebeple terk edilmiş, ya da ebeveynlerinden birini veya her ikisini kaybetmiş veya zor hastalıkla mücadele eden anne-babaya sahip çocuklar; kardeşine veya kardeşlerine bakmak için ufak elleriyle büyük işler yapan, evine ekmek götüren küçük adamlar ve kadınlar… Ne kadar zor bir imtihan…

Ben böyle çocukları gördüğümde içim her zaman sızlar; bir anda bu şekilde hayatını sürdürmeye çalışan dünyanın bütün çocuklarını bir eve toplamak ve onların bu yaşta büyüklerin sorumluluğunu taşımak yerine çocukluklarını yaşamasını sağlamak isterim. Biliyorum, bu belki ütopik bir istek… Belki zor ama bu çocuklar sokaklarda çalıştığı veya yaşadığı sürece dünyada adalet aramak çok mantıksız. Bu çocuklar yüzünden hiç kimse gece uyurken vicdanı rahat uyumamalı. Çünkü bu insanlığın suçu, bu bizim suçumuz…

İnsanlar olarak bir-birimize ne kadar yabancılaştık? Ne kadar “kendimizi düşünür” olduk? Biz bu değiliz ki! Evrende her şey birbiri ile sıkı sıkıya bağlı. Anlamıyoruz, anlamıyorsunuz! Kendini düşünmek, her şeyi kendi çıkarın için kullanmak değil ki… Bu hayat anlamlarla donatılmış bir yer; Allah’ın varlığını yansıtmayan hiçbir şey yok. O kadar muazzam bir dünyada yaşıyor ve o kadar az şükür ediyoruz ki… O kadar umursamaz, o kadar kendimizi unutan, kendimizi keşfetmeyen, hiçbir şekilde hayatın anlamını çıkartmaya üşenen insanlara dönüştük ki…

Ne oldu bize? Neden bu kadar kandırılmaya izin vererek hayatlarımızı boş geçiriyoruz? Hayatlarımız bir hayvanın hayatından daha anlamsız hâl almaya başlamış? Neden? Biz değiliz ki bu. İnsan anlamlarla donatılmış bir varlık, sürekli fark etmek ve keşfetmek eğiliminde beyinlerimiz… Hâlbuki insan o kadar özel ve üstün bir varlık ki… İçimizde öyle bir enerji var ki… Her zerremizde birer mücevher var…

Bu pandemi belki de o mücevherleri görmemizi sağlamak içindi. Kimisi kendisine düşen dersi aldı, kimisi hiçbir şeye aldırmadan dünyevî işler peşinde koşmaya devam etti… Unutmamak gerekir ki her anımız kıymetli, her anımız bizim geleceğimizi belirler, her anımız bize kim olduğumuzu hatırlatır. Ama biz Allah’ı unutuyoruz. Şeytansıların bize hazırladığı ve oyuna getirerek kandırmaya çalıştığı çeşitli “mantık” senaryolarına mı güveniyoruz? Ne haddimize böyle bir eylemde bulunuyoruz ki?

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Çevirmen / Yazar
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version