Kapıyı Aralamak

Yasemin Köse 684 Görüntüleme 2 Yorum
2 Dak. Okuma

Metaforları, anlamlarını öğrendikten sonra çok sevdim. İnsanlar konuşurken dakikada 6 metafor kullanıyor. Baktım ki, hayatımızda fark etmeden birçok metafor kullanıyormuşuz. Bir duyguyu anlatamadığımız zaman metafor deryasından hop hemen bir metafor alarak kendimizi izah etmeye mecbur kalmışız. Araba, kapı, güneş, merdiven, ayna metaforu… Bunlardan en sevdiğim metafor “kapı” metaforu. “Bir kapı kapanır, diğeri açılır.” Ne demek? Kapının bize açtığı engin kavram dünyası nelerdir? Her geçiş bir kapıyla başlamaz mı? Bir kapı olduğunu nasıl fark etmeliyiz? Kapıyı açma takatini kim göstermeli? Kapıdan geçtikten sonra koşmak, yürümek ya da emeklemek kimin kontrolünde? Nedir bu kapı?

Nedir bu kapı, anlamı ne olmalı? İşte burada başlıyor derinlik. Bazen yeni bir hayat, yeni kararlar, kimi zaman düşünce boyutunda değişiklik aralama. Kapıyı çalmadan önce ihtimalleri göze almak, sürprizleri hesaplayabilmek. Sonra, doğru zamanda doğru kapıyı çalmak. Kapı her zaman bir geçişi ve yeni bir boyutu ifade eder. Bir de bunun uygun anahtar boyutu var. Uygun anahtar nedir? Bunu da duruma göre belirleyecek olan biziz. Nasıl ki insanlar masallara direnç göstermezse, metaforlarla yapılan anlatımlara da direnç göstermezler. Olayları ve içinde bulundukları durumu daha iyi anlayıp yorumlayabilirler. Çünkü duygular sıkışınca ifadede zorluk yaşamak gayet normaldir; işte burada çıkış kapımız metaforlardan yardım almak olacaktır.

Hayatta önümüze birçok kapı çıkar ya da hiç beklemediğimiz anlarda kapılar açılır. Uygun sözcükleri bulduğumuzda, olması gereken davranışı gösterdiğimizde, kilidi çevirmiş kapıyı açmış oluruz. Bundan sonrası adım atıp yola revan olmaya kalır. Bize verilmiş olumsuz metaforları olumluya çevirmek, değiştirmek yine bizim elimizde.

Kıymetli Cahit Zarifoğlu’nun da ifade ettiği gibi:

“Kapı aralığından baktığımda görebildiğim en güzel şeydir yaşamak…”

Ya da:

“Git, kapıyı aç.
Sadece karanlık varsa bile,
tıkırdayan,
sade boş bir yel
varsa bile,
sadece
hiçbir şey
varsa bile
git, kapıyı aç.
Hiç olmazsa
bir hava girer
içeriye.”
(Miroslav Holub)

Kapıyı açmazsak güzelliklerden de mahrum olacağız. Şairin de dediği gibi, hiç değilse havamız değişir, nefesimiz tazelenir, sanki naneli şeker yemişiz gibi ferahlarız. Bak, yine bir metafora başvurdum.

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version