Karne günü… Çoğu kişi bu kelimeyi duyduğunda heyecanlanmaya başlar. Çünkü karne denilen şeyde koca bir yıl sonunda edinilen kazanımlar saklıdır. Kimi çocuk bu akademik yolculukta büyük başarılar elde ederken kimi çocuk da istenen başarıyı yakalayamamanın verdiği duyguyu taşır. Başarı da başarısızlık da çocuğun dünyasına farklı anlamlar katar. Sonuç ne olursa olsun bu süreç sağlıklı yaşanırsa çocuk için önemli mesajlar barındırır. Başarı elde eden çocuk, bu sonuçla motivasyonunu artırarak daha da başarılı olma şansını yakalayabilir. Ancak “Nasıl olsa başarılı biriyim. Çok çalışmadan da istediğimi elde edebilirim.” zihniyetiyle aşırı rehavete kapılan çocuğun başarısının düşmesi de kaçınılmazdır. Diğer yandan başarısız olsa da neden başarılı olamadığına dair değerlendirmeler yapan, eksik ve hatalarını gören ve bunları gidermeye çalışan bir çocuk da başarısızlıklarından bir zafer elde edebilir. Ancak “Nasıl olsa bunu beceremedim. Şimdiden sonra da yapamayacağım.” anlayışı ile çaresizlik ve çabasızlık duygusuna kapılan çocukta da başarının görülmesi çok zordur. Dolayısıyla çocuğun başarı veya başarısızlıklarını anlamlandırma sürecinde ebeveynlere de büyük görev düşer. Ebeveynlerin olumlu tutumları, çocuğun motivasyonu ve başarıya dair sağlıklı değerlendirmeleri bir bütün halinde başarı kazanımında rol oynar. Ancak ebeveynin sağlıklı tutumu, çocuğun başarı yolculuğuna şekil verir. Bu nedenle ebeveyn yaklaşımları ve karne gününde sergiledikleri tutumlar da çocuğun akademik, sosyal, kültürel ve ahlaki gelişimini etkiler.
Peki Karne Gününde Ebeveyn Yaklaşımı Nasıl Olmalıdır?
- Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamayın. “Sen teşekkür belgesi almışsın ama bak şu arkadaşın takdir belgesi aldı. Sen niye takdir alamadın?” gibi söylemlerle çocuğunuzu motive edemezsiniz. Aksine bu kıyaslama ile çocukta moral bozukluğu ve başarı elde etmeye dair isteksizlik görülür. Çünkü bir başka çocukla karşılaştırılan çocuk kendini yetersiz ve değersiz hisseder. Çalışsa da zaten başarılı olamayacağına inanır. Bu da özgüveninin zarar görmesine ve motivasyonsuzluğa yol açar. Karşılaştırma yaparak çocuğunuzla olan iletişimsel yakınlığınızı da kaybedersiniz. Bunun yerine herhangi bir kıyaslama yapmadan çocuğunuzun elde ettiği başarıları takdir etmeli ve başarısız olduğu alanlar varsa bu konuda yapılabilecekler hakkında birlikte konuşmalısınız.
- Karne hediyeleriniz abartılı olmasın. Çocuğunuz belki çok başarılıdır; ancak bu başarı sonrası ona maddi değeri yüksek hediyeler verirseniz elde ettiği başarının kendisi için değil de sizin için kazanılması gereken bir şey olduğu algısına kapılabilir. Ve bu algı çocukta kaygı meydana getirir. “Bu sene takdir belgesi alırsan sana son model o telefonu alacağım. Başarılı olman bizim için çok önemli.” gibi bir söylemle çocuğunuza yaklaştığınızda onda “Ailem için başarılı olmam çok önemli, beni ancak başarılı olmam şartıyla severler. Başarılı olursam değer görürüm.” algısı oluşturmuş olursunuz. Bir şarta bağlı olarak sevildiğini hisseden çocuk aynı zamanda kusursuzluğun peşine düşer ve bu da beraberinde yoğun kaygı meydana getirerek başarının düşmesine sebep olur.Maddi değeri yüksek hediyelerle çocuğu ödüllendirmek dışsal motivasyondur ve uzun süreli değildir. Ebeveynlerin sık sık dışsal motivasyon sağlaması çocuğun öz kontrol becerisinin de düşmesine sebep olur. Bu nedenle değeri yüksek hediyeler yerine “Aferin. Başarılı olmana çok sevindim. Eksiklerini gidereceğine de inanıyorum.” gibi bir ifadeyle sözlü olarak çocuğu takdir etmek çok daha etkili olacaktır. Bu sayede çocukta içsel motivasyon gelişecek ve başarılı olmanın ailesi için değil de öncelikle kendisi için gerekli ve önemli olduğunu anlayacaktır.
- Çocuğunuzu ilgili ve yetenekli olduğu yararlı aktivitelere yönlendirin. Bir spor kursuna katılmak, müzik aleti çalmak, resim yapmak ve bunun gibi faydalı olabilecek etkinliklere katılmak çocuğunuzun sosyal, duygusal, bilişsel ve kültürel becerilerinin gelişmesini sağlayacaktır. Farklı aktivitelere katılım sağlayarak keyifli vakit geçiren çocuk, yeni eğitim-öğretim yılına dinlenmiş bir şekilde ve güçlü bir motivasyonla başlayacaktır. Bu da çocuğunuzun hem akademik hem de sosyal becerilerini geliştirmesini sağlayacaktır.
- Çocuğun başarısızlıklarına odaklanmayın, bunları abartmayın. Çünkü sürekli olarak çocuğunuzun hataları ve eksikleri üzerine konuşmak onda yetersizlik hissi oluşturacaktır. Zaman içinde çocuk, bu hisle beraber sanki hiçbir şeyi başaramıyormuş algısına kapılarak başarı elde etme yolunda çaba sarf etmeye gerek duymayacaktır. Bu da çocuğun hem akademik hem de psikolojik gelişimini olumsuz etkileyecektir. Bunun yerine çocuğunuzun yapabildikleri üzerine de konuşmak, başarılı olduğu alanları takdir etmek, başarısız olduğu konularda kendini ne şekilde geliştirebileceğine değinerek çözüm yolları düşünmek ve her şeyden önemlisi onu her koşulda sevip değer vereceğinizi hissettirmek sağlıklı olacaktır.
- Çocuğunuza “tembel” ya da “başarısız” etiketi yapıştırmayın. Unutmayın ki büyük başarıların arkasında sonuçlarından ders çıkarılmış sayısız hatalar vardır. Çocuğunuzun belli konularda başarısının düşük olması onun tembel bir insan olduğunu göstermez. Bu tür etiketlemeler yapmak yerine çocuğunuzu her şartta seveceğinizi ona yansıtarak aranızdaki güven duygusunu güçlendirmek, hata yapmanın dünyanın sonu olmadığını ve yapılan yanlışlardan gereken dersin çıkarılması ile hataların aslında bir fırsata dönüşebileceğini çocuğunuza anlatmak doğru olacaktır.
- Bilgisayar ve internet kullanımına tatilde de dikkat edin. Bu tür teknolojik cihazların uzun süreli ve bilinçsiz kullanımı dikkat eksikliği, odaklanma güçlüğü, yorgunluk hissi, uykuya dalmada güçlük ve uyku düzensizliği gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Bu da çocuğun hem bedensel hem de ruhsal sağlığının zarar görmesine sebep olur. Çocuk okula gitmediği bu tatil döneminde herhangi bir yararlı aktiviteye yönlendirilmez ve ona çokça boş vakit sunulursa bu tür teknolojik cihazlarda gereksiz ve bolca zaman geçirme riski artar. Bu nedenle çocuğun teknolojiyi gerekli olduğu kadar ve bilinçli bir şekilde kullanmasını sağlamak ve bu konuda ona bilinçli bir ebeveyn olarak model olmak yararlı olacaktır.
- Çocuğunuzun sadece akademik anlamda değil, manevi ve ahlaki anlamda da kendini geliştirmesinin önemine değinin. Başarıyı sadece akademik sonuçlarla sınırlandırmak çocuğun psikolojik, sosyal, duygusal ve kültürel gelişimine olumsuz etki edecektir. Bu nedenle başarıyı hem akademik hem de sosyal, manevi ve kültürel değerlerle beraber ele alarak çocuğunuzun çok yönlü gelişimini destekleyebilirsiniz.