Sessiz olması onu çoğu zaman yok saymamıza neden olabiliyor. Fakat sorun olduğunda ruh halimizde dahil her sisteme mesaj gönderen, kadifemsi görüntüsüyle eşsiz bağırsaklarımız…
Bağırsaklar, sindirim ve boşaltım sisteminin en önemli organıdır. Çoğul eki kullanıyorum çünkü iki bağırsağa sahibiz. İlki en uzun organımız olan ince bağırsaklarımız. İnce bağırsak kıvrımlı bir yüzeye sahiptir, bu besinlerin bağırsak duvarından difüzyonu ve emilimi için uygun olan yüzey alanını arttırır. Yetişkin bir insanın ince bağırsağı, ortalama olarak yedi metre uzunluğundadır. Yapısı villuslardan oluşan kadifemsi bir görüntüye sahiptir. Bağırsak en pis ve en temiz organımızdır. Çünkü bağırsak kendini mükemmel temizleme özelliğine ile steril bir yapıya sahiptir. “Besinler ince bağırsakta en küçük moleküllerine kadar parçalanır. Bu moleküllerin ince bağırsaktan kan damarlarına geçmesine emilim adı verilir. İnce bağırsak, sindirim sisteminde besinlerin en çok sindirildiği yerdir. Burada hem fiziksel hem de kimyasal sindirim vardır. Bütün besinlerin kimyasal sindirimi burada biter.” (WikiPedia) Yağların sindirimi ince bağırsakta gerçekleşir. Sindirilmiş besin maddeleri kan ve lenf yoluyla emilerek hücrelere taşınmaya hazırlanır. Sindirimden geri kalan artık maddeler ve su, ikinci bağırsağımız olan kalın bağırsağa geçer. Kalın bağırsak ince bağırsak kadar uzun değildir. Yaklaşık bir buçuk metre uzunluğundadır. İnce bağırsağın etrafında sanki bir koruma kalkanı gibi durur. İsminden de anlaşıldığı gibi yapısı kalın ve geniştir. Fiziksel sindirimin son geçiş alanıdır. Besinlerin sindirimi tamamlanır ve artıklar bu kanaldan anüs yoluyla atılır. Kabızlık olduğunda kaka yapısında bozulmalar olursa bu kanalın hasarı düşünülebilir. Tabi kabızlık sadece kalın bağırsak hasarından kaynaklı oluşmaz. Lif eksikliği nedeniyle ince bağırsak sindiriminde zorlanmış olabilir. Alerjin etmenler veya bağırsak yapısında geçirgen durumlar oluşmuş olabilir. Stres ve kaygı ile bağırsak kasları düzensiz kasılmış ve ishale, kabızlığa neden olmuş da olabilir. Ortam değişikliği ile oksijen seviyesi değişerek tuvalet alışkanlığı da değişmiş olabilir. Tükettiğiniz sularda bulunan bakteriler, bir yağmur ile çoğalmış ve sizde ishale neden olmuş olabilir. Yani bağırsaklarınızı her durum farklı etkileyebilir. Herkes hayatı boyunca bir kez dahi olsa kabızlık ve ishal yaşamıştır. Sadece sık yaşanması tehlikelidir. Bağırsak florasında keşfedilen 500 tür bakteri vardır. Bakteriler canlılardır ve kendilerine ait kocaman bir dünyaları vardır. Bazıları iyi arkadaşlık yaparken bazıları yaramazlık yapabilir. Yediğimiz besinlerin içerisinde de bakteriler bulunur. Bu bakterilere probiyotik deriz. Onların besinlerine ise prebiyotik olarak adlandırırız. Probiyotikler canlılardır ve çok sayıdalardır. Probiyotik kaynaklarımız; yoğurt, kefir, ayran, peynir çeşitleri, ekşi maya, boza, turşu çeşitleri, kombuça, salamura ve fermente ürünler örnek verilebilir. Prebiyotik kaynakları; yaban mersini, ahududu, armut, elma, muz, karpuz, ıspanak, kale, pazı, brokoli, bezelye, enginar, kuşkonmaz, buğday, arpa, bulgur, yulaf, çavdar, soğan, sarımsak, pırasa, patates, yer elması, karahindiba ve kök sebzeler örnek olabilir. Probiyotik ve prebiyotikler bizim için elzemdirler. Probiyotik eksikliğinde, kabızlık, ishal, gaz-şişkinlik, reflü, kronik yorgunluk, bilinç bulanıklığı, depresyon, mantar enfeksiyonları, egzama-akne gibi cilt problemleri, sersemlik hali, bulanık görme ve ritim bozukluğu gibi şikayetler ortaya çıkar. Probiyotikleri Sindirim sistemi problemleri yaşayanlar ve bağışıklık sistemi zayıf olanlar düzenli olarak kullanmalılardır. Yolculuk, hastalık veya bağırsak sağlığınızı olumsuz etkileyen faktörler oluşmadan önce destek olarak probiyotik almanızı öneririm. Probiyotiklerin yeterli gelmediği durumlarda lif destekleri de yardımcı olacaktır. Mesela Guar fasulyesinden elde edilen bitkisel kökenli lif takviyelerini artık her yerde bulabilirsiniz. Takviyelerden magnezyum takviyesi ve B12 vitaminleri de destekleyici olacaktır. Küçük bir detay vermem gerekirse B vitaminlerini kompleks olarak kullanırken acıkabilirsiniz. B1 ve C vitaminlerini iştah açıcı olabilirler. Kilo verme sürecinde olanlar B12 vitaminini tek başına kullanabilirler.
Bağırsaklar için GAPS diyeti veya eliminasyon uygulanabilir. GAPS diyetleri karbonhidratları sınırlı diyetlerin başında gelir. Kilo verme sürecine destek olur. Fakat bir uzman eşliğinde yapmanızı öneririm. Uzun süreli olduğunda farklı hastalıklara neden olabilir. Eliminasyon ise diyabet, tansiyon ve gebeler hariç uygulanabilir. Uzman eşliğinde uygulanmalıdır. Eliminasyon daha çok vücudun hassasiyet duyduğu ürünleri tespit amaçlıdır. Birçok danışanıma uyguladığım bir diyettir. Bu sayede vücut için hassas ürünleri tespit ederek gerekli önlemleri alabiliyoruz. Genelde gluten, laktoz, domates ve bibere karşı hassas olduklarını tespit ediyoruz. Bu sayede beslenmelerini düzenleyebiliyor ve kendilerini keşfedebiliyorlar. Sizlerde farkındalık kazanmak adına bir adım atabilirsiniz. Sağlıklı günler dilerim…