Dün bir arkadaş Bolu’da köpek ısırması vb. başka bir kedinin nankör olmadığına dair video paylaştı. Buna binaen gerçi tahliller yapılıyor ve biliniyordur veya “Ya hu ne olacak insanlar bitti de şimdi kedi köpeğe mi kaldık?” vb. diyebilirsiniz.
Lâkin insaniyet düşmanları özellikle bu dindar memlekette dünyevi uhrevi hayatımızın mahvı için birçok oyun oynamışlar, oynuyorlar, oynayacaklar düsturuyla köpeğe teşvik daha çok. Özellikle dünyanın başına bela edilen Çin ve medyası köpekle ilgili ve onları sevimli gösteren videolar paylaşmakta. İnsanlarımız ise normal bir şeymiş gibi yaymakta. Köpek meselesinin normal bir şey olmadığı her şeyde bir kast olduğu gibi bunda da kast olduğunu paylaşmak istedim. Muhatabım yine gayretli, vatan milletini düşününen, delile dayanan insanlar. Önce Bediüzzaman’ın bir eserinde şöyle geçer, tercüme olarak:
Arkadaş! İnsanın sebeplere, Allah’ı unutarak,bağlanması aşağılanmasına sebep olur. Meselâ: Köpek, bütün hayvanlar içerisinde birkaç güzel sıfatı vardır ve o sıfatlarla şöhret bulmuştur. Hatta sadakat ve vefalı olması dillere destandır.
Bu güzel ahlâkına binaen, insanlar arasında kendisine mübarek bir hayvan diye bakılmaya lâyık iken, maalesef insanlar arasında mübarekiyet değil pis olarak sayılmıştır. (Hadisler var) Tavuk, inek, kedi gibi sair hayvanlarda, insanların onlara yaptıkları ihsanlara karşı şükran hissi olmadığı halde, insanlarca aziz ve mübarek sayılırlar. Bunun sebepleri ise, köpekte hırs hastalığı fazla olduğundan görünürdeki sebebe öyle bir derece kıymet vererek yapışır ki, nimetlerin hakiki sahibi olan Allah’tan bütün bütün gafletine sebep olur. Bunun üzerine vasıtayı hakiki tesir sahibi bilerek gerçek tesir sahibi olan Allah’tan, yaptığı gaflete ceza olarak pis hükmünü almıştır ki temiz olsun. Çünkü hükümler günahları affına vesile olur ve insanlar arasında aşağılık darbesini gafletten temizlenme vesilesi olarak yemiştir. Öteki hayvanlar ise aradaki nimetini getiren sebebi bilmiyorlar ve kıymet de vermiyorlar. Mesela, kedi seni sever, yalvarır yiyeceği alana kadar. Nimeti aldıktan sonra öyle bir tavır takınır ki sanki aranızda hiç tanışıklık yok. Ve kendilerinde sana,karşı şükran hissi de yoktur. Ancak nimetin hakiki sahibi olan Allah’a şükran hisleri vardır. Çünkü yaratılışları onu sanatla yapan Allah’ı tanır bilir yaptığı hal diliyle ibadetini yapar. Şuur olsun olmasın. Evet kedinin mırmırları Ya Rahîm! Ya Rahîm! Ya Rahîm’dir.
İşte bu noktadan baktığımızda bu memlekette kediye nisbetle köpek üzerine teşvik yapılıyor. Hiçbir şeyi tesadüf olmayan şu dünyada sizce bu teşvik neyin ifadesi? Tekrar söyleyeyim özellikle Çin medyasından…
Yine hadis-i şerifler kedi besleme hakkında, kedinin temiz olduğu vb. yine asıl ismi Abdurrahman olan, kedilerin babası demek olan Ebu Hureyre Ra., kedicik manasına gelen Hz. Ayşe validemizin lakabı Hümeyra. Ama köpek hakkında kesinlikle evde beslenmemesi, kopek beslenen eve meleğin girmediğine dair vb. hadis-i şerifler. Özetleyecek olursak köpek hırsın, Allah’ı unutup nimeti görünürdeki sebepten bilmenin ki esbabperestliğin sembolüdür; kedi ise nimeti doğrudan Allah’tan bilme, tevhidin sembolüdür. Dolayısıyla, köpeğe teşvik yapılarak sebeplere tesir verme, Allah’tan uzaklaştırma yapılmakta. Bunu eğitimimiz de yağmuru buluttan, hububatı topraktan bilme ile görüyoruz. Böyle her taraftan düşmanlarınca sarılmış olan memleketimizin bu bağlardan kurtulması ancak delile dayanarak anlatılan eğitim sistemidir. Yoksa köle ruhlu, sorgulamayan, muhakemesiz, nesil yetişmeye devam edecektir.
Hatırlatma: Hayvanı sevmek ayrı, bir hayvanı ön plana çıkararak onunla bir şeyler yaptırtmak ayrı. Her hayvanın yeri var. Bununla, köpeği sevmeyelim vb. demiyoruz. Hatta köpekler çoğalıyor, bunun hikmeti öğrenilip bu hayvanı bir yerlerde istihdam etmek lazım. Kesinlikle menfaatli bir yönü vardır; onu keşfedip hizmet etsinler.